Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra,... çiftliğinde ... nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp 03.06.1992 tarhinde ilân edilen sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun .../B uygulaması vardır. Mahkemece davanın esası incelenerek hüküm kurulmuş ise de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; kullanım kadastrosu tespitlerine karşı, askı ilan süresi içinde kullanım şerhine yönelik açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun ... ve .... maddeleri uyarınca kadastro mahkemeleri, askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Somut olayda, davacı ......
"Kullanım kadastrosu"nun amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Ne var ki; mahkemece çekişmeli taşınmaz ile ilgili kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmamış, davacının tespit günü itibari ile çekişmeli taşınmaz üzerinde ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....
Kullanım kadastrosu ve uygulama (güncelleme) kadastrosuna ilişkin yasal mevzuat hükümleri ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre; kullanım kadastrosu ile oluşturulan bir parselde, davacı tarafça iddia edildiği gibi, kullanım kadastrosu sırasında sınırlandırma ve ölçü hatası yapıldığı gerekçesiyle, daha sonra yapılan uygulama kadastrosu ile parselin tümden iptal edilerek başka bir parsele dahil edilmesi ile, malikinin, kullanıcısının veya vasfının değiştirilmesine yasal imkan yoktur. Dosya kapsamına göre, davacıların itiraz ve taleplerinin, esasen uygulama (güncelleme-yenileme) kadastrosuna yönelik olmayıp, 1998 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu ile belirlenen, dava konusu taşınmazdaki davalı zilyetliğinin tespitinin yerinde olmadığına ilişkin olduğu; davacı taleplerinin, kullanım kadastrosu öncesi nedenlere dayandığı anlaşılmıştır....
Köyünde, 1744, 2896, 3302 ve 3373 sayılı kanunlarla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde ve 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerde, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca kullanım kadastrosu yapılıp yapılmadığı, şayet kullanım kadastrosu yapılmış ise, çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanak veya tutanakları düzenlenip düzenlenmediği kadastro müdürlüğünden sorularak, buna dair cevabî yazı ile kullanım kadastrosu tutanak veya tutanakları düzenlemiş ise, çekişmeli taşınmazı kapsayan bütün kullanım kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile askı ilân örneğinin, getirtilerek dosya arasına konulması, İade kararının bizzat mahkeme hâkimi tarafından titizlikle incelenerek dava ekonomisine aykırı düşecek şekilde yeniden yazışma ve yargılama giderlerine meydan verilmeksizin eksikliklerin bütünü ile yerine getirilmesi, Ayrıca, dava dosyasının 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.'...
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 21/05/1993 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Kullanım kadastrosuna başlamadan önce, ilk olarak 2/B paftalarının aplikasyonları yapılır, varsa teknik hatalar düzeltilir ve kullanım kadastrosu bu sınırlar içinde yapılır....
Davacı ..., 1836 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve kullanım kadastrosu sonucunda paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığını, taşınmaz bölümünün kendi zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır....
Kadastro Müdürlüğü'nün 02.06.2017 tarihli cevabi yazısından, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasından sonra, hakkında kullanım kadastrosu veya güncellemeye ilişkin çalışma yapılmadığının anlaşıldığı, 2/B alanlarında kullanım kadastrosu yapılması işleminin idari bir tasarruf olup, bu konuda idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gibi Mahkemece idare yerine geçirilerek işlem yapılmasının da mümkün olmadığı, çekişmeli taşınmazda kullanım kadastrosu ve güncellemeye ilişkin bir çalışma yapılmadığının anlaşılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Kadastro Müdürlüğü'nün 02.06.2017 tarihli cevabi yazısından, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmasından sonra, hakkında kullanım kadastrosu veya güncellemeye ilişkin çalışma yapılmadığının anlaşıldığı, 2/B alanlarında kullanım kadastrosu yapılması işleminin idari bir tasarruf olup, bu konuda idareyi zorlayıcı nitelikte dava açılamayacağı gibi Mahkemece idare yerine geçirilerek işlem yapılmasının da mümkün olmadığı, çekişmeli taşınmazda kullanım kadastrosu ve güncellemeye ilişkin bir çalışma yapılmadığının anlaşılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanım şerhine yöneliktir. Kullanım şerhine yönelik davaların, taşınmazın maliki olan Hazine ile lehine kullanım şerhi verilenlere yöneltilerek açılması zorunludur. Somut olayda davacı, sadece adlarına kullanım şerhi verilen ... ve arkadaşlarını hasım göstererek dava açmış; Mahkemece de taşınmazın maliki Hazine davaya dahil ettirilerek taraf koşulu tamamlanmamıştır. Diğer taraftan, kullanım kadastrosu sonucu yapılan tespitlere karşı, taşınmazların tespit gününden önce kendi fiili kullanımlarında olduğunu iddia edenlerin, askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde ise genel mahkemelerde dava açmaları mümkün olup bu hakkı engelleyen bir yasa hükmü de bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında, .... İlçesi ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 174 ada 1 parsel sayılı 6.984,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ancak zilyetlik yönünden davalı olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, kullanım kadastrosu yapılmadan önce 2516 parsel, kullanım kadastro yapıldıktan sonra ise 174 ada 1 parsel olan çekişmeli taşınmazın kendilerinin fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek lehlerine kullanım şerhi verilmesi istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır....