SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına, dava konusu taşınmazın mahallinde, kullanım kadastrosu tespitinin yapıldığı 2019 yılı itibariyle mahkemece yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanlarına göre; dava konusu 171 ada 308 parselde kullanım kadastrosu tespit günü ve keşif tarihi itibariyle herhangi bir tarımsal kullanım olmadığı, toprak işlemesinin yapılmadığı, taşınmazın ekilip biçilmediği, taşınmazdaki çitin taraflarca yeni çekildiği, taşınmaz sınırlarının tüm yönlerinde belirginlik göstermediği, davacının babası tarafından taşınmaza daha önce dikilen zeytin ağaçlarının taşınmazın orman olması nedeniyle orman idaresi tarafından söküldüğü, bu hali ile dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosu tespit günü itibariyle kimsenin kullanımında olmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda olduğu gibi kullanım kadastrosu tespitine itiraz davaları sonucunda verilen hüküm ve kararları temyizen incelemekle görevli Yüksek Yargıtay 16....
Dava, kullanım kadastro tespitine itiraz davasıdır. Dava, dava dilekçesindeki açıklamaya göre bir aylık süre içerisinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 1978 yılında orman kadastrosu ve 2. madde uygulamaları yapılmışsa da itirazlar incelenerek karara bağlanmamış, orman kadastro haritası düzenlenerek ilana çıkartılmamıştır. Daha sonra 2005 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. 2013 yılında yapılan 2/B uygulaması 25/04/2013 tarihinde ilan edilmiştir. 2014 yılında 3402 sayılı Kanun ek 4. maddeye göre kullanım kadastrosu yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın eylemli orman olmadığı belirlenerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kanunun 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddesine göre 2/B maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosu tespitinin iptali istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu 125 ada 204 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan Maliye Hazinesi adına kayıt ve tescil edildiği, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği Maliye Hazinesi adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazın kullanıcılarının tespit edildiği, davacının kullanıcının tespitine itiraz ettiği, 2/B vasfı ile orman arazisi dışına çıkarılan taşınmazlarda zilyetliğin tespitine karşı açılan davalarda kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......
Davacı, taşınmazın kendi kullanımında olmasına rağmen, kadastro tutanağının beyanlar hanesine davalı kişilerin murisi lehine kullanım şerhi verildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve Karaöz köyü, 124 ada 807 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının beyanlar hanesinde ... bulunan ... oğlu ... 'nun 2002 yılından beri kullanımındadır şeklindeki şerhin iptali ile yerine ... oğlu 1961 doğumlu ...'nun kullanımında olduğu şeklinde şerh verilmesine ve taşınmazın bu haliyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1971 yılında yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır....
vekili, çekişmeli 1407 parsel içerisinde kalan yerlerle ilgili kullanım kadastrosu çalışması yapıldığını ancak 1407 parselin tespitine itiraz edildiğini ve davanın halen derdest olduğunu belirterek dava açmış ve çekişmeli parsel ile ilgili olarak yapılan kullanım kadastrosu işleminin iptali ile çekişmeli taşınmazın davacı adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve davada taraf ehliyeti olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamından 1407 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin kadastro mahkemesinde davalı olduğu anlaşılmaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve dava konusu taşınmazın kullanım kadastrosu çalışma alanı dışında kaldığı belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1945 yılında 3116 sayılı Yasa gereğince yapılmıştır. 1995 yılında 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde ve aplikasyon uygulaması yapılmış, 27.05.2007 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. Dava, ister taşınmaz mülkiyetinin akatarılmasına ilişkin kadastro tespitine itiraz, isterse 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmış olsun, kural olarak; bu tür davaların, tespit malikleri ile, tutanağın beyanlar hanesinde isimleri yazılı kişi ya da kişilere husumet yöneltilerek açılması zorunludur....
ın zilyetliğinin tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve taşınmazların tapu kayıtlarında davacının zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli 1666 ve 1667 parsel sayılı taşınmazların kullanım kadastrosu tespitleri 14.08.1995 yılında 1082 parsel olarak yapılmış; 2010 yılında yapılan ifraz işlemi ile dava konusu taşınmazlar oluşmuştur. Bu kez çekişmeli taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5831 sayılı Yasa ile değişik (Ek Madde 4.) maddesi uyarınca yapılan çalışmalar kapsamında güncelleme yapılmıştır....
Kadastro Mahkemesi tarafından ise, asliye hukuk mahkemesindeki dava devam ederken KK'nın Ek - 4 maddesi uyarınca kullanım kadastrosu, aplikasyon ve düzeltme çalışması yapıldığına göre asliye hukuk mahkemesindeki davanın aynı zamanda kadastro tespitine itiraz davasına dönüştüğü, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre orman tahdidine ve 2/B'ye itiraza yönelik davaya bakmakla kadastro mahkemelerinin görevli olduğu, tapu iptali ve tescil davasına ise asliye hukuk mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davası yönünden tefrik kararı verilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....
SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından, davalı Hazine aleyhine askı ilan süresi içinde açılan kullanım kadastrosu tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazın, kullanım kadastrosu tespit günü itibariyle, davacının fiili kullanım ya da fiili hakimiyet alanında olup olmadığının tespitine esas olmak üzere, kullanım kadastrosu tespit günü itibariyle ve bu tarihten az öncesi dönemde oluşturulan hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ortofotolarının dosya içine getirtilip jeodezi fotogrametri (harita) mühendisi ve fen bilirkişiler marifetiyle mahallinde uygulanmadan; ziraat mühendisi bilirkişi raporu, yerel bilirkişi beyanları ile kadastro tespit bilirkişileri ve davacı tanığı beyanları arasındaki, davacının dava konusu taşınmazdaki kullanımına ilişkin kapsamlı çelişki giderilmeden, davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamıştır. Zira Yargıtay Kapatılan 16....