KARŞI OY YAZISI Davacı, Türk Medeni Kanununun madde 194. hükmüne göre "kooperatif kaydına" aile konutu şerhi verilmesini isteyerek davalı eşine husumet yöneltmiştir. Yerel mahkeme "Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca davalının ...adresindeki taşınmazın KOOPERATİF ÜYELİĞİ kaydına aile konu şerhi konulmasına" karar vermiştir. Uygulama Türk Medeni Kanununun hükümlerine açık aykırılık oluşturmaktadır. 1-Aile Konutu şerhi Türk Medeni Kanununun madde 194/3.hükmüne göre sadece sadece TAPU KÜTÜĞÜNE konulabilir. Başka bir anlatımla KOOPERATİF ÜYELİĞİ KAYDINA şerh konulamaz 2-... kişinin tapu kaydına dahi aile konutu şerhi konulamaz. Ancak bireysel mülkiyete geçilmişse o konuta aile konutu şerhi konulabilir. Kabul şekli bakımından; Kooperatifin yer almadığı bir davada kooperatif kayıtları üzerinde değişiklik yapılması mümkün değildir. Farklı düşünüyorum....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, kooperatif bünyesinde kısa bir süre aracıyla taşıma işi yaptığı, devamlı çalışmadığı, 2002-2005 arası genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri ile genel kurul çağrı kağıtları incelendiğinde davacının ismine rastlanmadığı, üyelik kararının bulunmadığı, düzenli olarak aidat ödemediği, zımni olarak da olsa üyeliğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Kooperatif üyeliği, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açık karar olmasa da kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir. Dosya kapsamından, davacının kooperatif bünyesinde motorlu taşıtı ile bir süre çalıştığı ve isminin, davalının üye kayıt defterinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Kişiye satış yoluyla devrettiği ancak devir ettiği taşınmaz karşılığı olan davalı kooperatif üyeliğini taşınmazı devir alan kişiye devretmediği, yani devir ettiği taşınmaz karşılığı olan davalı kooperatif üyeliğinin davacının üzerinde kaldığı, davacının kooperatif üyeliği karşılığında nemalandığı ancak faaliyeti devam eden davalı kooperatif yükümlülüklerinden sorumlu olmadığını iddia ederek üyelikten istifasının kabul edilmesini talep ettiği, kanun ve kooperatif ana sözleşmesine göre kooperatif ortaklığından çıkma hakkını kullanmak için davacının üyelikten çıktığının kabul edilmesi halinde tarafların karşılıklı kazanımlarını birbirlerine iade etmeleri gerektiği, yani davacının bu durumda kooperatiften edindiği konutu kooperatife geri iade etmesi, kooperatifin de kanun ve ana sözleşmeye göre davacının yapmış olduğu ödemeleri iade etmesi gerektiği, davacının davalı kooperatiften aldığı konutu geri vermedikçe aidat ödeme yükümlülüğü ve kooperatif üyeliğinin devam ettiği, her ne kadar dava...
Kooperatif ortaklığından istifa ederek ayrılan davacının alacak isteminde bulunup bulunmayacağına ilişkin yapılan değerlendirmede; yapı kooperatifi ana sözleşmelerinde belirtildiği 1163 sayılı kanuna göre kurulan kooperatif tüzel kişiliğinin amacının, kooperatif üyelerinin ihtiyacı olan işyeri veya bağımsız bölümü yapıp ve üyelerine teslim etmektir. Diğer bir değişle kooperatif ortağı, üyeliği gereği bir bağımsız bölüm elde etmek amacıyla genel kurul kararlarıyla belirlenen aidat, inşaat maliyetlerini ödeyerek, neticesinde bir bağımsız bölüme tekabül eden tüm ödemelerin gerçekleştirilmesi halinde üyenin kendine tahsis edilen bağımsız bölümü tapuda edinmektir....
Yine kooperatif üye defteri incelenerek, ...'...
ın ... karşılığı üyeliğe kabul edildiği, söz konusu asansör işinin eksik imal edildiği, bu hususta kooperatif tarafından açılan davada asansör şirketi aleyhine tazminata hükmedildiği, davacının üyeliği devraldığı tarihten ihtarnamelerde belirtilen tarihe kadar herhangi bir ödeme yapmadığı, bu kapsamda 6.147,00 TL asıl ve 75.617,25 TL gecikme faizi borcu bulunduğu, ihtarnamelerde ise 6.136,90 TL asıl ve 66.559,47 TL gecikme faizi talep edildiği, gerçek borç miktarı ihtarnamelerde gösterilen miktardan fazla olduğundan, ihtarnamelerin geçerli olduğu, bu ihtarnamelere dayalı olarak alınan dava konusu ihraç kararının yasaya ve ana sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, üyeliği devraldığı dava dışı ...'...
Dosya kapsamında alınan bilirkişi rapor içeriklere ve tarafların beyanları nazara alındığında davacının kooperatife üyesi olduğu ve bu üyeliği devralırken bir kısım bedeli tapu tescilinde ödeneceği hususunda anlaştıkları ve bu bedelin halen ödemediği anlaşılmıştır. Davacının tapu iptal ve tescil talebi tapudaki hacizlerden ari bir şekilde olduğundan her ne kadar davalı kooperatif tapu iptal ve tescilini kabul etmiş ise de kooperatif borçlarından dolayı taşınmaz üzerinde bulunan hacizler kaldırılamadığından davacın yargılama aşamasında davasını bedel olarak belirtmiş ancak kooperatif üyeliğinden çıkma iradesinin bulunmadığını ve halende taşınmazın fiilen kullandığını belirtmesi ve üyeliği devir için tüm bedeli ödemediği anlaşılmıştır....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuksal niteliği itibariyle, kooperatif aidat alacağı ile siteye ilişkin ortak gider avansı ve yatırım giderlerinin kooperatif üyesinden tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK'nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Davalı yan, kooperatif üyeliğinin bulunmadığını ve taşınmazın da elinde bir dönem muvazaalı olarak bulunduğunu ileri sürmüştür. Kooperatif üyeliği için mutlak surette yönetim kurulunca bir karar alınmış olması veya üye kayıt defterinde davalının kayıtlı bulunulması zorunlu olmadığı gibi, bir kimsenin kooperatif üyeliğine kabulü için, üyelik iradesiyle kendi adına aidat veya benzeri bir ödeme yapması, genel kurula çağrılması gibi kooperatif ile arasında üyelik ilişkisini ispat eden bir belgenin varlığı, özellikle davalının genel kurula katılması gibi hallerde üyeliğin kooperatifçe zımnen kabul edildiği sonucunu doğabilecektir. (Yargıtay 23....
Esas sayılı davada dava dilekçesi ile özetle; davalı kooperatifte 30/06/2019 tarihinde KK’nın 47. maddesi kapsamında genel kurul toplantısının yapıldığını, toplantının yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliği bulunan bir kısım müvekkilleri ile sadece üye sıfatına sahip müvekkilleri hazır olmaksızın yapıldığını, genel kurulun kooperatif üyesi olmayan kişilerin katılımı ve imzasıyla gerçekleştirildiğini, ... gibi kişilerin kooperatif üyesi olmadıklarını, .... isimli kişilerin önceki genel kurullarda usulsüz ve yasaya aykırı olarak hazirunlara dahil edildiklerini, yine çıkma, çıkarılma ve devir yoluyla ortaklıkları sona eren ... gibi isimlerin haziruna dahil edildiğini, bu şekilde çoğunluk sağlanmaya çalışıldığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtlarında üye sıfatı dahi bulunmayan ...’ın çağrısıyla genel kurulun yapıldığını ve bu kişinin yeniden yönetime seçildiğini, oysa ....’ın 07/06/2018 tarihinde ortaklığı devrederek ortaklıktan çıktığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kooperatif ortak...
Dava, kooperatif üyesinin üyelikten ayrılması nedeniyle çıkma payı ve kooperatife yapmış olduğu işin karşılığının tahsili istemine ilişkindir. Bilirkişi kurulu raporunun sonuç bölümünden bir önceki paragrafında davacının kooperatif üyeliği nedeniyle iddia ettiği sermaye ve diğer alacaklarının tüm kooperatif evraklarının muhasebeci, mali müşavir uzman bilirkişi tarafından incelenerek tespit edileceği, bu nedenle mali konuda kanaat belirtemeyeceği görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu' nun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesine göre, ayrılan üyenin, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun karara bağlandığı genel kurul kararından bir ay sonra alacağı muaccel olur. Alacak, o yıla ait genel giderlerden, çıkan üyenin payına düşen kısmının mahsubu suretiyle hesaplanır....