Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....
İcra Müdürlüğünün 2015/2852 Esas sayılı dosyasındaki alacağın kredi kartı borcundan kaynaklandığı ve ipotek resmi senedinin teminat kapsamında olduğu, dolayısıyla yapılan sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Dava, sıra cetvelini şikayete ilişkindir.Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine şikayet olunan banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir.Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu tartışmasızdır. İpotek aktinde taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu yönündeki kayıt, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıttır....
Tüketici Mahkemesinin 2020/145 Esas - 2020/103 Karar sayılı kararı yerinde olmadığını, kaldı ki müvekkilinin tarafından taşınmaz kiralanmış olsa dahi görevli ve yetkili mahkeme Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerin kaldırılması istemi hususunda taşınmazın bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, açıklanan nedenlerle Bakırköy 7. Tüketici Mahkemesinin 2020/145 Esas - 2020/103 Karar sayılı kararın kaldırılarak dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu senedi, Konut satım sözleşmesi ve ekleri, Delil listeler sunulan ve toplanan deliller....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı üzerinde dava dışı İş Bankası lehine genel kredi sözleşmesinden kaynaklı ipotek tesis edildiğini, bankanın alacağının 48.000,00 TL'lik kısmının davalı tarafından ödenerek bu miktarla sınırlı olarak alacağın davalıya temlik edildiğini, bu hali ile ipotekten doğan bir borç söz konusu olmayıp kredi sözleşmesinden kalan bir borcun söz konusu olduğunu, bahse konu taşınmaz ipoteği ile ilgili olarak taraflar arasında açılan davanın sulhle sonuçlandığını ve davalıya 110.00,00 TL ödeme yapıldığını, resmi senetteki kaydın terkin edilmemiş olmasını fırsat bilen davalının kötü niyetli olarak, miktarın nasıl belirlendiği belli olmayan 250.000,00 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiğini, teminatın bedelsiz kaldığını ileri sürerek ipoteğin fekkine ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. II....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı üzerinde dava dışı İş Bankası lehine genel kredi sözleşmesinden kaynaklı ipotek tesis edildiğini, bankanın alacağının 48.000,00 TL'lik kısmının davalı tarafından ödenerek bu miktarla sınırlı olarak alacağın davalıya temlik edildiğini, bu hali ile ipotekten doğan bir borç söz konusu olmayıp kredi sözleşmesinden kalan bir borcun söz konusu olduğunu, bahse konu taşınmaz ipoteği ile ilgili olarak taraflar arasında açılan davanın sulhle sonuçlandığını ve davalıya 110.00,00 TL ödeme yapıldığını, resmi senetteki kaydın terkin edilmemiş olmasını fırsat bilen davalının kötü niyetli olarak, miktarın nasıl belirlendiği belli olmayan 250.000,00 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiğini, teminatın bedelsiz kaldığını ileri sürerek ipoteğin fekkine ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Somut olayda davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipotek ve hacizlerin kaldırılması, taşınmazın takyidatlardan arındırılmış olarak davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde 570 nolu bağımsız bölümün davacı adına konut niteliği ile satış edinme sebebine istinaden 26/02/2019 tarihinde tapuya tescil edildiği, davacı ile davalı Garanti Koza A.Ş.arasında dava konusu taşınmaza ilişkin konut satım sözleşmesi akdedildiği sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının istemi hakkında karar verilecektir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalı finans kuruluşlarının alacaklı, davalı Garanti Koza ...A.Ş.'...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2021 NUMARASI : 2021/1033 ESAS, 2021/54 KARAR DAVA KONUSU : Konut Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Takyidatlardan Ari Tescil, İpoteklerden Dolayı Borçlu Olmadığının Tespiti, İpoteklerin ve Hacizlerin Fekki KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İ D D İ A: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı T10 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile konut satım sözleşmesi akdettiğini ve dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını, müvekkilinin sözleşmesel tüm yükümlülüklerini yerine getirerek satış bedelinin tamamını davalı T10 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ödediğini, davalı T10 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'...
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, tüketici ile satıcı arasındaki bağımsız bölüm satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağı temin amacıyla tesis edilen ipoteğe konu alacağın ödendiği idiasıyla kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir....
İcra mahkemesince, şikayete konu sıra cetvelinde satış bedelinin ilk olarak şikayet olunan bankanın ipotek alacağına, kalan tutarın ise yine bankanın alacaklı olduğu bir başka icra dosyasına tahsis edildiği, oysaki şikayetçinin haczinin, bankanın alacaklı olduğu diğer icra dosyasındaki hacizden önce olduğu, bu nedenle ipotekten sonra şikayetçiye pay ayrılması gerektiği, icra müdürlüğünce re’sen, ipotek akit tablosundaki hükme dayalı olarak, bankanın diğer alacaklarının da ipotek kapsamına alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan banka vekili temyiz etmiştir. Banka lehine tesis edilen ipoteğin konut kredisinden kaynaklanan borcun teminatı olduğu tartışmasızdır....
Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan adına tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinden bulunan ipoteklerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....