Somut olaya gelince; mahkemece, 04.05.2012 tarihli satış nedeniyle açılan ön alım davasında bozma ilamı öncesinde, mahkemece bedelde muvazaa iddiası kabul edildiğinden 24.04.2014 tarihinde 82.587,00 TL'nin depo edilmesine karar verilmiş, belirtilen bedel depo edildikten sonra da davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Dairemizin davacının bedelde muvazaa iddiasının kabul edilmemesi gerektiği yönündeki bozma ilamamıza mahkemece uyularak, bakiye 31.205,00 TL için 13.01.2021 tarihinde depo kararı verilmiştir. Davalı tarafça satış tarihi üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra haksız menfaat temini oluşturduğunu, bu nedenle taşınmazın güncel bedelinin depo edilmesi gerektiğini iddia edilerek temyiz başvurusunda bulunulmuştur....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Somut olayda; davacı vekili, bedelde muvaaza iddiasında bulunarak müvekkilinin önalım hakkı nedeniyle davaya konu payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, davalılar bedelde muvaaza iddiasını kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır. Davacı taraf satış sözleşmesinin tarafı olmadığı için bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Bilirkişiler marifetiyle yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu, tek başına bedelde muvazaanın varlığını göstermez. Mahkemece, davacının bedelde muvaaza iddiası kabul edilerek tapudaki satış akdinde yazılı bedelden daha düşük bir miktarın depo edilmesine karar verilmiş ise de; davalı ... ile davalıya pay satan ...’nin bedelde muvaaza yaptıkları hususu geçerli delillerle kanıtlanamamıştır....
Dava, davacının davalılardan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazları teslim almadığını, dava konusu taşınmazların eksik ifa nedeni ile değerinin beklenen oranda artmaması nedeniyle uğranılan zararlarının tazminini istemiş, davalılar cevabında, taşınmazların teslim edilmiş olduğunu, eksik ifa bulunmadığı, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini savunmuş, yetki ve görev itirazında bulunmuşlardır. Mahkememizin 2022/332 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının dosyamız davacısı, davalıların da dosyamız davalıları olduğu, her iki dosyadaki dava konusunun aynı Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine ilişkin olduğu ve davacının bu sözleşme ile uğranılan zararların tazminini talep etmiş olduğu görülmüştür....
Dava satışa konu edilen edimin eksik ifası nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğuna göre; eksik ifanın karşılığı bulunurken sözleşmesinin tamamının bedeli ile eksik ifanın oranının da değerlendirmede gözönünde bulundurulması gerekir. Taşınmazın 2009 yılında yapılan ilk ihale ve onu takip eden sonraki iki serbest satışta, davaya konu eksik ifa edildiği ileri sürülen 4.220,26 m²'lik kısmı için 156.894,09 TL ödenmiş iken dosyamızda aynı pay için 2012 yılında yapılan değerlendirmede 1.321.027,03 TL bedel takdir edilmesi inandırıcı ve yeterli bulunmamıştır....
Dava satışa konu edilen edimin eksik ifası nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğuna göre; eksik ifanın karşılığı bulunurken sözleşmesinin tamamının bedeli ile eksik ifanın oranının da değerlendirmede gözönünde bulundurulması gerekir. Taşınmazın 2009 yılında yapılan ilk ihale ve onu takip eden sonraki iki serbest satışta, davaya konu eksik ifa edildiği ileri sürülen 1.737,76 m²'lik kısmı için 64.603,70 TL ödenmiş iken dosyamızda aynı pay için 2012 yılında yapılan değerlendirmede 543.952,31 TL bedel takdir edilmesi inandırıcı ve yeterli bulunmamıştır....
A.Ş) arasında davalı tarafa ait ... çeşitli meyil ve kesitte galeri açılması, su havuzları açılması, açılan galerilerin tavan saplama tahkimatı ile tahkim edilmesi, kazılan taş ve kömürlerin bant nakil ünitelerine nakledilmesi işine ilişkin galeri çalışma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme birim fiyatlı olup yapılan iş ile birim fiyatın çarpımı sonucu bedelin oluşacağını, birim fiyatların USD döviz cinsinden olup hakedişlerin tamamının USD cinsinden belirlendiğini, ancak hakedişleri istinaden TL olarak kesilen faturaların ödemelerinin eksik ve geç yapılması nedeniyle müvekkili firmanın döviz kurundan ve eksik ödemeden kaynaklı zararı oluştuğunu, benzer durumun malzeme ile ilgili kesilen faturalar için de geçerli olup bundan kaynaklı eksik ödemelerde ticari faiz talep edildiğini belirterek fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla USD cinsinden birim fiyatlı sözleşmeye ve hakedişlere istinaden kesilen faturaların eksik ve geç ödenmesi nedeniyle doğan (müspet, munzam ve tespit edilecek...
Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;" (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....
gelen ayıp ve eksiklikler oranında ihtarnamede belirtilen satış bedellerinden indirim yapılarak şimdilik her müvekkili için 1.000,00 TL, bedelde indirim tutarları ile ihtarname ücretinin avans faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....