Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, dava konusu taşınmaz üzerine, davalının borcu nedeniyle konulan ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince, "... davacı ile davalılar ... AŞ. Ve ... AŞ. , arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin davalı ... AŞ. Ve ... AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği , söz konusu ipoteğin haksız olduğu, kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektiği, ancak ipotek alacaklısının ...AŞ. Ve ... AŞ. , ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı ......
Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde, borçlu tarafından davalı banka lehine konut finansmanı kredisinden kaynaklı olarak, 224.850,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği ve ödenmeyen konut kredisi ile borçlunun mevcut kredi kartı borcunun tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, ipoteğe konu taşınmazın cebri icra yoluyla satışının yapıldığı, satış bedelinin paylaşımı için düzenlenen sıra cetvelinde, davalı bankaya yaptığı ipotekli takip kapsamında pay ayrıldığı, kalan miktarın ise davacı 2. dereceden ipotek alacaklısına ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine davalı lehine konulan ipoteğin, konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu tartışmasızdır....
KARAR Davacı, davalı ile konut finansmanı sözleşmesi imzaladığını ve dava dışı ...'ın da bu sözleşmeye kefil olarak imza attığını, davalı banka tarafından konut kredisi ile aldığı taşınmazın tapu kaydına ipotek konulduğunu, kredi borcunu erken kapatmak istediğinde kefil olan dava dışı ...'ın kredi kartı borcu bulunduğundan konut kredisi borcunu kapatamayacağının ve taşınmaz üzerine konan ipoteğin kaldırılamayacağının davalı tarafından bildirildiğini ileri sürerek sözleşme uyarınca hesaplanacak borcun davalı bankaya veya gösterilecek bir yere yatırılarak kapatılması şartıyla sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar Dairemizce onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davacı, ipoteğin kaldırılması talebinin davalı yanca, kefil olan dava dışı ...'...
Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....
Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.Tüketici Yasasına göre daha genel bir yasa olan İİK.nun 149. maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibinde, ipoteğin tüketici kredisinin teminatı olarak tesis edildiğini, alacağın tespitinin tüketici mahkemesi tarafından yapılması gerektiğini ileri sürerek icra takibinin iptaline, takibin iptali uygun görülmez ise ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı, borçlunun murisi ile sabit faizli konut finansman kredisi ve bireysel kredi sözleşmeleri yapıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlunun ölümü sebebiyle mirasçılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçluya ödeme emrinin 10.02.2020 tarihinde bizzat tebliğ edilerek kesinleştiğini, mirası reddetmeyen mirasçıların borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; takip konusu alacağın ve ipoteğin konut finansman kredisi uyarınca tesis edildiğinin anlaşılmasına, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş ipotek uyarınca alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı hususu 6502 sayılı Kanuna tabi olduğundan kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermeyen bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı icra takibi yapılamayacak olmasına, İİK'nun 68/b ve İİK'nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma kabiliyetinin bulunmamasına, bu haliyle borçlu hakkında ilamlı icra takibi yapılamayacağından icra müdürlüğünce verilen kararda isabetsizlik olmamasına (Yargıtay 12....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2011 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin terkini isteğine ilişkindir. Davalı ... İdaresi vekili, dava konusu ipoteğin dava tarihindeki rayiç değeri dikkate alınarak belirlenecek bedelin idare adına bloke edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının maliki bulunduğu taşınmaz üzerine davalılar lehine imar uygulaması ile konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ......
Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Dosya kapsamında, dava konusu taşınmaza 11.02.2010 tarihinde Finansbank lehine tesis edilen ve halen tapu kaydında mevcut olan ipoteğin, yukarındaki açıklamalara göre zorunlu ipotek kapsamında kalıp kalmadığı, yine ipotek kapsamında borcun devam edip etmediği, tapu müdürlüğü ve bankadan getirtilecek kayıtlara (ipotek belgesi ve kredi sözleşmesi) göre araştırılmadan, eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmıştır....
Adı geçen bankanın 04/12/2019 tarih ve DY.111.00867 sayılı cevabi yazısına göre 19/12/2016 tarih, 41128 yevmiye numaralı ipoteğin konut finansmanının teminatı olduğunun ve borcun devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz üzerinde tesis edilen 13/12/2016 tarih, 41547 yevmiye numaralı ipoteğe ilişkin Resmi Senet'de yer alan '' ....150.000,00 TL bedel mukabilinde borca karşılık için Durmuş Tarakçı leline ....1 yıl süre ile ipotek tesis ettiği'' şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı borcun teminatı olarak tesis edildiği ve zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmıştır. İpoteğin süreli olması nedeni ile yapılan değerlendirmede, Türk Medeni Kanununun 883. maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir....