"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.7.2003 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.3.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan keşifte kalline karar verilmesi istenen ağaçların toplam değerinin 633.00 YTL olduğu tesbit edilmiştir. Dava, 22.7.2003 tarihinde açılmıştır. Şu hali ile HUMK.nun 8. maddesi uyarınca mamelek hukukundan doğan ve değeri 400.00 YTL yi aşan bu davayı davanın açıldığı tarihe göre görmek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevindedir....
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun dördüncü ve beşinci bendinde yer alan "Eski hale getirme masraflarının davalı yanca karşılanmasına" ve "Davalıya eski hale getirme işlemleri için 60 gün süre verilmesine" sözcüklerinin çıkartılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.09.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Davacı, kendisinin ......
Alınan raporlar ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; 1)Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebi de varsa, taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümünün bedeli ile eski hale getirme bedeli ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal ve eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve kal kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmeli; şayet kal ve eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmaza yol, içme suyu boru hattı, kanalizasyon hattı, enerji nakil hattı ve enerji nakil hattı geçirmek suretiyle el atıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 06.07.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....
Yöresel bir örf ve adetin mevcudiyetinden söz edilebilmesi için, o yörenin doğal ve ekonomik koşullarına, toplumun kültür seviyesine, telakkilerine, gelenek ve göreneklerine göre oluşan ve uzun süredir devam eden, pek çok kimse tarafından kabul edilen bir durumun söz konusu olması gerekir. Münferit ve devamlı olmayan olaylar örf ve adetin mevcudiyetini göstermez. Hakim örf ve adetin tespitinde, yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerinden, gerektiğinde uzman bilirkişi görüş ve raporundan yararlanacak, hak ve nesafet kuralını göz önünde tutacaktır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
Şöyle ki; 1)Dava dilekçesinde kamulaştırmasız el atmanın önlenmesi, kal ve eski hale iade talep edildiği gözetilerek dava konusu taşınmazdan geçirilen doğal gaz boru hattı nedeniyle oluşan irtifak hakkı bedeli ile taşınmazın eski hale getirme masrafları ayrı ayrı belirlenerek eski hale getirme masraflarının fazla olması halinde irtifak hakkı bedeline ve bu hakkın davacıların hissesi oranında davalı idare adına tesciline, aksi halde el atmanın önlenmesi, eski hale iade ve kal'e karar verilmesi gerekirken, mahkemece eski hale getirme bedeli hususunda inceleme yapılmadan taşınmazın el atılan kısmının irtifak hakkı bedeline hükmedilmesi, 2)Taşınmazdan geçirilen irtifak hakkı bedelinin belirlenmesi için dava konusu taşınmazın öncelikle niteliğinin tespiti gerekir....