Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2008 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazaanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı ... tarafından yol boyunca dikilen çınar ve karayemiş ağaçlarının davacının taşınmazlarına zarar verdiği iddiasıyla komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı, belediye başkanlığı davaya konu ağaçların davacının taşınmazlarına tecavüzlü olmadığını ayrıca zarar da vermediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK'nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

        Davacı vekili, 390 ada 9 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, üzerindeki binanın imar mevzuatına uygun yapıldığını, yapı kullanma izin belgesinin alındığını, komşu 10 parsel sayılı taşınmazdaki inşaatın yapımı sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle müvekkiline ait binanın hasar gördüğünü, oturulamaz hale geldiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin mahrum kaldığı kira gelirleri ile binanın oturulamaz hale gelmesi nedeniyle uğradığı ekonomik kaybın belirlenerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, yargılama asliye ticaret mahkemesince sürdürülmüş ve karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar davalı karşı davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale iade isteğiyle, birleşen dava komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği ile açılmış, Sulh Hukuk Mahkemesinde birleşerek görülen dava sonunda Mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin verilen kararın temyizi üzerine Dairece; “…2010/187 E. sayılı dava açıldığı tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gereken davalardandır....

                Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 19.09.2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat (komşuluk hukukundan kaynaklanan) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların mülkiyetinde bulunan ... İli, Merkez İlçesi, 2865 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan bahçe duvarı ve ambarın, davalı taşınmazındaki hafriyat ve inşaat çalışması nedeniyle zarar görüp kısmen yıkıldığını iddia ederek maddi tazminat talep etmiştir....

                  Yöresel bir örf ve adetin mevcudiyetinden söz edilebilmesi için, o yörenin doğal ve ekonomik koşullarına, toplumun kültür seviyesine, telakkilerine, gelenek ve göreneklerine göre oluşan ve uzun süredir devam eden, pek çok kimse tarafından kabul edilen bir durumun söz konusu olması gerekir. Münferit ve devamlı olmayan olaylar örf ve adetin mevcudiyetini göstermez. Hakim örf ve adetin tespitinde, yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerinden, gerektiğinde uzman bilirkişi görüş ve raporundan yararlanacak, hak ve nesafet kuralını göz önünde tutacaktır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

                    Davalı, davacı taşınmazı içerisinde kalan eski duvar bölümünü yaptırmayı kabul ettiğini ancak davacının taşınmazına akan suların akışının önlenmesi yönündeki talebinin kot farkı nedeniyle reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, 20.01.2012 tarihli raporda belirtilen su toplama merkezi projesinin uygulanması ile davacı taşınmazına suların akmasının önlenmesine ve 27.02.2012 tarihli raporda belirtilen eski duvarın yıkılan bölümünün eski hale getirilmesine, eski hale getirme bedeli olan 338,76 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 737. maddesi gereğince komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteğine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu