Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.06.2006 gününde verilen dilekçe ile mer'aya elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 50 ve 51 parsel sayılı mer'a vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve mer'anın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, eski hale getirme bedelinin reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SÖĞÜT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/12/2013 NUMARASI : 2013/101-2013/279 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme, maddi tazminat davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteğinin kabulüne, maddi tazminat isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve maddi tazminat isteklerine ilişkindir....

        Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

          A.Ş. tarafından yapıldığını, davacı taşınmazına bir müdahale olmadığını taşınmazın bir zarara da uğramadığını, 2009 yılından beri bahse konu besihanede herhangi bir hayvancılık faaliyeti yürütülmediğini, dere yatağının eski seyrinde ve doğal kotunda aktığını, besihaneninde aralarında bulunduğu bu kesimdeki binaların dere yatağı içerisinde kaldığını, bu nedenle idareye bir kusur izafe edilemeyeceğini uğranılması muhtemel bir zarara dayanılarak açılan bu davada hukuki menfaat bulunmadığını belirterek, görevsizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın reddini savunmuştur. Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Bursa İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 737. maddesinden kaynaklanan komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteminden ibarettir....

            Noterliğinin 06.04.2012 tarih ve 4500 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıyı ihtar ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davaya konu baz istasyonunun müvekkil şirket ile ... köy tüzel kişiliği arasında 13.07.2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince kurulduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil istemine ilişkindir. 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen suya vaki elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın salt zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın genel suya müdahalenin meni davası olduğu, görevli mahkemenin de dava değerine göre asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, 4721 Sayılı TMK'nın 756 vd. maddeleri uyarınca suya vaki elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme davasıdır....

                Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nin 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....

                  Yine bu maddenin 4.bendi gereği amacı dışında kullanılması suretiyle vasfı bozulan meranın tekrar eski konumuna getirilmesi için yapılan masraflardan buna sebebiyet verenler sorumludur. Hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda her ne kadar dava konusu yere elatmanın iki yıl önce terkedilmiş olması nedeniyle meranın doğal çaylı otlarıyla kaplanmaya ve doğal olarak eski hale gelmeye başladığı, bu nedenle eski hale getirme istemlerine gerek bulunmadığından, eski hale getirme bedeli alınmasına yer olmadığı belirtilmiş ise de; davalı mera vasıflı taşınmazda esasen ceza hukuku açısından suç teşkil eden haksız eylemini sürdürmüş ve amaç dışı kullanmak suretiyle mera vasfının bozulmasına neden olmuştur. Davacı Hazine yasadan kaynaklanan hakkını kullanarak eski hale getirme bedelini talep ettiğinden davalının bu bedel ile sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir. Somut olayda, davacılar halk sağlığı ve güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istenmiştir. Dolayısıyla anılan istek yönünden uyuşmazlığın çözümüne Türk Medeni Kanunun 737 ve devamı maddelerindeki komşuluk hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği 6100 sayılı HMK'nın 2 ve 5235 sayılı Kanunun 6/2 maddesi gereğince de, görevli mahkemenin genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Hal böyle olunca davanın esasının incelenmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir....

                      UYAP Entegrasyonu