Davacı, dava dilekçesinde menkul malların bedeli olarak 50,00 TL'lik kısmi talepte bulunmuş ise de, bu kısım ıslah edilmemiş olup menkul mal alacağının miktarı bilirkişi raporu ile veya davacı tarafın dilekçeleri ile belirlenmemiştir. Bu nedenle dairemizce istinaf incelemesi faydalı zorunlu gider ve değer artışı iddialarına yönelik olarak yapılmıştır. Dava tarihi itibarı ile kiralananın tahliye edildiği ve davacı kiracının faydalı - zorunlu masraf talep edebileceği anlaşılmakla tahliye tarihinin 01.09.2020 ya da 25.08.2020 tarihleri olması ve tahliyenin ne şekilde gerçekleştirildiği sonuca etkili olmadığından tarafların buna yönelik farklı iddiaları dairemizce değerlendirilmemiştir. Yerleşik uygulama, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların vekâletsiz işgörme ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı kiraya verenden isteme hakkı olduğu yönündedir....
Bu durumda, kira sözleşmesinin süresi sona ermeden kiralananı tahliye eden davacı, tahliye tarihinden sözleşme sonuna kadar olan süre oranında kiralanan taşınmaza yapılan faydalı ve zaruri masrafların imalat tarihi itibarı ile saptanan bedellerinden yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedeli isteyebileceği hususu gözardı edilerek davacı kiracının faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin tahsiline yönelik talebinin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalı tarafça kira alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, taşınmazdan tahliye edildiklerini, kiralananda yapılan tadilat ve yeniliklere davalıların rızasının bulunduğunu, müvekkilinin işyerinde pide fırını olarak faaliyet göstereceğinin belli olduğunu, anahtar teslimi ile sökülebilir imalatları dahi alamadıklarını, depozito bedelinin de ödendiği sabit olmasına rağmen mahkemece bu talebin de reddedildiğini belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER : TBK, HMK ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin ve depozito alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili istinaf etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince; yapılan faydalı masrafların yapıldıkları tarihteki değerlerinin alınması gerekirken keşif tarihindeki değerlerinin alındığı belirtilerek davalının istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile, 291.943,30TL'nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava; kiracının, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi istemine ilişkindir. Kural olarak kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin dava tarihi itibarıyla uygulanması gereken vekâletsiz işgörme ( BK m. 414) ve sebepsiz zenginleşme (BK m. 61 vd.) hükümlerine göre kiraya verenden istenmesi mümkündür....
Yerleşik Yargıtay uygulaması da, sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça, kiracının, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu imalatların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek bedeli isteme hakkı olduğu yönündedir. Yapıldıkları tarihinin ispatlanamaması halinde, zorunlu ve faydalı imalatların sözleşmenin başlangıcında yapıldığı kabul edilir. 2. Sözleşme ile bu imalatların kiraya verenden talep edilemeyeceği ya da kiraya verene terk edileceği kararlaştırılabilir. Bu kararlaştırma, tüm kira süresi bakımından geçerli olacağından; erken tahliye durumunda kiracı, kalan süre ile orantılı olarak kiralanana yaptığı sökülüp götürülemeyen faydalı ve zorunlu imalatların bedellerini talep edebilecektir. 3. Bunun yanı sıra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi uyarınca hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Bu nedenle Davalı ...’in yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, miktar açısından kesin nitelikte olmakla davalının temyiz isteminin reddi gerekir. 2)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının ve davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 3) Davacının kiralanana yapılan imalat bedellerinin tahsili talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince; yerleşik uygulama, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle TBK’nın 530. maddesi (BK. 414.m) kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalı kiraya verenlerden isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir....
Kiralananda yapılan imalatların, imal tarihindeki değerleri, yıpranma durumları, faydalı ve zorunlu yada lüks imalat olup olmadıkları ayrıntılı olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan, dosyada 05.01.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu 04.06.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 12.03.2015 tarihli ek raporunda faydalı ve zorunlu masraflar açıkça belirlenmemiş, yapılan tadilat, değişiklik ve ilavelerin değerinden yıpranma payı düşülmemiştir. Yapılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, 6098 sayılı TBK.530 (818 sayılı B.K.'nun, 414. Md.) maddesi gereğince zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilerek bu tarihteki yıpranma payı düşülmüş rayiç bedelleri üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olması doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/09/2014 NUMARASI : 2009/395-2014/452 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, davacı kiracılar tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu masraf bedelinin tahsili ile davalı tarafından başlatılan haksız icra takipleri nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Bu nedenle, davacı kiracı tarafından yapılan tadilatların zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olup olmadığının saptanarak, zorunlu ve faydalı masraf olduğunun belirlenmesi halinde imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak tesbiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yine kalan kira süresinin toplam kira süresine oranı esas alınarak tespit edilen faydalı zorunlu masraf bedelinin bu orandaki tutarına hükmedilmesi gerekirken, bu husus da gözetilmemiştir. Bu durumda bölge adliye mahkemesince; uyulmasına karar verilen bozma kararları doğrutusunda, alanında uzman bilirkişilerden; davacının talebine konu imalat kalemleri bakımından, sökülüp götürülemeyen ve faydalı yahut zorunlu nitelikte olan imalatların imalat tarihi itibariyle (bu tarih tespit edilemediği takdirde imalat tarihi sözleşme tarihi kabul edilerek) değerlerinden yıpranma payı düşüldükten sonra tespit edilecek bedelin, kalan kira süresinin toplam kira süresine oranı esas alınarak hesaplanması, sonuç itibariyle kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu nitelikteki imalatların bedeline kalan kira süresi ile orantılı şekilde hükmedilmesi gerekirken, eksik bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....