Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kiralananı göztermeye izin istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı, kiraya verdiği taşınmazını satışa çıkarması nedeniyle kiracının kiralananı alıcılara göstermesine izin verilmesini talep ettiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince temyiz inceleme görevi 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, kiracının kiralananı alıcı adaylarına göstermesine izin verilmesine ilişkin olup hüküm asliye hukuk mahkemesince verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 24.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Kiracı, kiralananı satın almak ya da kendisi çıktıktan sonra kiralamak isteyenlerin görmesine ve gezmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak gözönünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafında menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir....

        Kiracı, kiralananı satın almak isteyenlerin görmesine ve gezmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hukuka ve hakkaniyete uygun olarak gözönünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, tarafların sahip oldukları hakların iki tarafında en ince ayrıntısına kadar tüm menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir....

          KARAR Davacı, davalının kiracı olduğu taşınmazı satmak için emlakçı ile anlaştığı ve davalıya bilgi verildiği halde, ciddi alıcılara evin gösterilmediğini bildirerek, evi alıcılara göstermeye izin verilmesini, gün ve saatlerini tesbit edilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, üç ay süre ile, pazartesi, Perşembe, Pazar günleri saat 15-17 saatleri arasında taşınmazı göstermeye izin verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalının kiracı olarak bulunduğu taşınmazı satmak istediğini, alıcılara gösterilmesine müsaade edilmesi için eldeki davayı açmıştır. Kiracının kiralalanı ciddi olarak satın almak isteyen alıcılara gösterme yükümlülüğü her zaman mevcuttur....

            Kuru mülkiyet sahibi olan davacının intifa hakkının kaldırılmasından sonra kiracısı olan davalıdan kiralananı ya tahliye etmesini ya da satın almasını, satın almadığı ve tahliye etmediği takdirde yüksek kira bedeliyle oturması gerektiğini bildirdiği her iki taraf tanıklarının yeminli beyanlarıyla sabittir. Ayrıca davacı tahliye davasına paralel olarak dava konusu kiralananı satmak amacı ile satın almak isteyen müşterilere gösterilmesi için izin verilmesi davasını ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/899 Esas sayılı dosyasına açarak kiralananı satmak iradesini açıkça ortaya koymuştur. Satmak iradesinin bu şekilde açıkça ortaya konulmasından sonra mesken ihtiyacının samimi, ciddi ve zorunlu olduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır. Ayrıca kiralananın davacının hayat standardına uymadığı mahkemenin de kabulündedir....

              Davalı, tacir olan davacının kiralananı gerekli incemeleri yapmak suretiyle kiraladığını, taşınmazın kullanıma hazır şekilde davacıya teslim edildiğini, davacının izin almadan inşai faaliyetlere başladığını, davacının kendi kusurlu eylemleri ile kira sözleşmesine ve kanuna aykırı şekilde izinsiz inşai faaliyette bulunarak kiralananı kullanılmaz hale getirdiğini, tadilatlar için resmi kurumlardan izin alınmadığını, davacı tarafından verilen zarar nedeniyle binanın yıkım tehlikesi içinde olduğunu, kiralananın anahtarının 14/03/2013 tarihinde notere bırakıldığını, 19/03/2013 tarihinde yapılan tebliğ üzerine aynı tarihte anahtarın teslim alındığını, davacının taşınmazı tahliye tarihine kadar tasarrufunda bulundurduğundan kira bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davacının, ........

                Davalı vekili ise; sözleşmeye göre kendisinden masraf istenemeyeceğini, kendisinden izin alınmadan yapı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının kiralanan taşınmaz üzerine dava konusu bina ve eklentileri yaparken kiralayandan izin almadığı gerekçesiyle kamulaştırma bedelini sözleşme kapsamında isteyemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.11.2012 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile 1328-1329-1330 parsel nolu araziler davacıya kiraya verilmiştir....

                  Davalıların vergi kaydı yönünden iş yerlerini 01.04.2008 tarihinde terk ettiklerine dair yoklama fişi tek başına kiralananın tahliye edildiğini göstermeye yeterli değildir. Yine hukuki bir olgu olan kiralananın tahliye tarihinin tanık beyanları ile kanıtlanması mümkün değildir. Kiralananın anahtarı yöntemine uygun şekilde teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının işgalinde olduğunun kabulü gerekir. Davalılar ise anahtarların ne zaman teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlayamamışlardır. Bununla birlikte davalılar cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduklarından mahkemece davalılara kiralananın tahliye edildiği tarih konusunda davacı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu