Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

uyarınca kararlaştırılan kira bedeline yıllara göre yapılacak artış belirlendiğini, bilirkişi raporunda; 01.01.2019- 31.12.2019 tarihleri arasında kira bedelinin net ne kadar olması gerektiğini, davalının yaptığı ödemeler, bakiye kira alacağı hesaplandığını, uyarlama ile ilgili hiç bir tespit içermeyen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, kira bedelinin uyarlanabilmesi için çevrede aynı koşullara sahip taşınmazların m²'si dikkate alınarak kira bedellerinin araştırılması ve emsal kira bedeli tespitinin yapılması gerektiğini, emsal kira bedeli tespit edildikten sonra davaya konu kira bedelinin emsal kira bedeline göre uyarlanması gerektiğini, mahkemece emsal kira bedeli araştırması yaptırılmadığını, emsal kira bedeline göre davaya konu kira bedelinin incelenmediğini, buna bağlı olarak dosyada eksik inceleme yapıldığını, dava konusu taşınmazın 350 m², iki katlı, cadde üstünde depolu dükkan olduğunu, konumu itibariyle ticari faaliyete oldukça uygun olduğunu, tercih edilen bir yerde...

Davalı vekili, kira parasının yabancı para veya kıymetli madene endeksli olarak belirlendiği sözleşmelerde yıllık artış uygulanmayacağından kira parasının uyarlanmasının talep edilemeyeceğini, davacı yeni malikin tapuya şerhedilen kira sözleşmesini ve şartlarını bilerek taşınmazı satın aldığını, uyarlama davasının şartlarının gerçekleşmediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece taşınmazın aylık 11.600 USD kira getirebilecek durumda olduğu, sözleşmeye göre kira bedelinin aylık 3000 USD olduğu, aradaki fark nedeni ile sözleşmenin kiralayan yönünden çekilmez hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01/07/2003 başlangıç tarihli sekiz yıl sürelidir. Sözleşmede artış hükmü bulunmamaktadır....

    KABUL VE GEREKÇE: Dava, kira bedelinin uyarlanması davasıdır....

    Davacı duruşma sırasında talebinin kira tespiti olduğunu belirtmişse de ıslah harcı yatırmadığından talebinin uyarlama olarak kabulü gerekmiştir. Kira bedelinin uyarlama davası, kiralananın Borçlar Kanununa veya 6570 sayılı Kanuna tabi yerlerden olup olmadığına bakılmaksızın taşınmazın yıllık kira miktarı üzerinden genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden uyuşmazlığın yıllık kira miktarına göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İstem, taşınmaz kira sözleşmesi nedeni ile kira bedeline mahsuben verilen çekin iadesi ve bakiye bedelin istirdatı istemli davada, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının istinafına ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen tek sözleşme "salon kirası" sözleşmesi olup bu salonun bir kongre merkezinde olması hukuki ilişkiyi hizmet ilişkisine çevirmez. 5235 sayılı Yasa m. 35/2 uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi hukuk ve ceza daireleri aralarındaki işbölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli ve 564 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İşbölümü kararının 15. Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "Tarafların sıfatına bakılmaksızın, kira ilişkisinden kaynaklanan davalar (kira tespiti ve uyarlama dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar,"ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 15. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

        Gerçekten de uzun bir süreyle kira akdine bağlanmış kiracı ve kiralayanın hak ve vecibelerini, kısa süreli kira sözleşmesinin tarafları ile bir konumda görmenin sözleşme serbestîsi ilkesine, adalet ve mantık kurallarına aykırı olacağında duraksamaya yer olmamalıdır. Aksinin düşünülmesi halinde sözleşmenin fesih edildiği, yeni bir sözleşmenin ortaya çıktığı sonucuna kavuşmak gerekir ki hükümlerini sürdüren bağlayıcı ve ayakta duran sözleşme karşısında bunu kabul etmek mümkün değildir. Olayımızda ise mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın niteliği, konumu değerlendirilerek emsal kira bedellerinden hareketle kira bedelinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle kira tespitine ilişkin esas ve usullere göre hazırlanan raporun, hüküm kurmaya yeterli araştırmayı içermediği ortadadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira bedelinin tespiti-Uyarlama Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti - uyarlama davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava tarihi olan 02/07/2013 tarihinden itibaren kira bedelinin 400 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            -TL borcu bulunduğunu, kira bedelinin tahsili, takas ve mahsubunun dava sonuna kadar durdurulması yönündeki taleplerinin mahkemece red edildiğini, ihtiyati tedbir talebimiz yönünden verilen ret kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, açılan kira bedelinin uyarlanması davasının sonuçlanması tahminen ortalama iki sene kadar süreceğini, davacının bozulan menfaatler dengesi nedeniyle olması gerekenden çok daha yüksek bir kira bedeli ödemek durumunda kalacağını, talep edilen tedbir kararının verilmemesi halinde ise yargılama sonunda davacı lehine bir uyarlama kararı verilse dahi, yargılama süresince davacının kira bedellerini ödeyememesi ve bu nedenle kira sözleşmesinin kiraya veren tarafından feshedilmesi veya kiralayanın tahliyesi gündeme gelebileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde açılan davadan beklenen faydanın elde edilemeyeceğini bildirerek Mersin 4....

            -TL borcu bulunduğunu, kira bedelinin tahsili, takas ve mahsubunun dava sonuna kadar durdurulması yönündeki taleplerinin mahkemece red edildiğini, ihtiyati tedbir talebimiz yönünden verilen ret kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, açılan kira bedelinin uyarlanması davasının sonuçlanması tahminen ortalama iki sene kadar süreceğini, davacının bozulan menfaatler dengesi nedeniyle olması gerekenden çok daha yüksek bir kira bedeli ödemek durumunda kalacağını, talep edilen tedbir kararının verilmemesi halinde ise yargılama sonunda davacı lehine bir uyarlama kararı verilse dahi, yargılama süresince davacının kira bedellerini ödeyememesi ve bu nedenle kira sözleşmesinin kiraya veren tarafından feshedilmesi veya kiralayanın tahliyesi gündeme gelebileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde açılan davadan beklenen faydanın elde edilemeyeceğini bildirerek Mersin 4....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan davanın açılmış olması da dava şartı yokluğundan davanın reddini gerektirdiğini, icra dosyasına konu alacak tahsilatı dava tarihinden çok önce yapıldığından menfi tespit talepli olmasınında usule aykırı olduğunu, davanın bir kira uyarlama davası olmadığının açık olduğunu, ifa güçlüğünden söz eden davacının kira borcunu ihtirazi kayıtla ödeyerek, kira uyarlaması davası açmak yerine kira borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü, dolayısıyla kira sözleşmesine usul ve yasaya uygun olarak başlatılan icra takibi ile alacağın tahsil edilmiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılık olamayacağından, takibin iptali istemli bu davanın hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, tarafların kira sözleşmesinden doğan borçlarını sona erdirmediğini, bu kapsamda davacı kiracının da edimini ifa etmekten kaçınamayacağının açık olduğunu,bu nedenlerle maddi ve hukuki dayanaktan yoksun, usulen de kabulü mümkün olmayan davanın reddine karar...

            UYAP Entegrasyonu