Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Önceki malikler arasında oluşan fiili kullanma biçiminin davalıyı bağlayabilmesi için TMK 695/2. maddesi uyarınca tapuya şerh edilmesi gerekirdi. Tapu kaydında böyle bir şerh yer almamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek çözülmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer bulunduğu göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    CEVAP 1.Alacaklı cevap dilekçesinde; ihale edilen taşınmazın tapu kaydında şikayetçi lehine herhangi bir şerh bulunmadığını, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğini, taşınmaz ipotek tarihinin 13.01.2012 olduğunu belirterek şikayetin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçinin İİK'nın 135 inci maddesinde düzenlenen resmi nitelikte bir belge ile iddiasını ispat edemediği, şahsi hak sahibi kiracıya ihale ile ilgili herhangi bir bildirim yapılmasının da yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Davacı ... ile dava dışı ... arasında imzalanan 16.01.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi tapuya şerh verilmiş olup, kiralanan 24.06.2003 tarihinde davalı tarafından satın alınmıştır. Türk Borçlar Kanun'unun 310. maddesinde “Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur '' düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle yeni malik olan davalı bu sözleşme ile bağlıdır. Sözleşme iptal edilmediğine göre halen geçerli olup, davacı kiracının sözleşmeye dayanarak elatmanın önlenmesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın geçerli olan sözleşmeye göre çözülmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. " gerekçesi ile hüküm bozulmuştur....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2010 yılında tapuya şerh edilen kira sözleşmesine istinaden müvekkili ile davacı şirket arasında kira sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin Rekabet Kurulu kararları ve tebliği gereğince taşınmazdaki hukuki ilişkinin tarafı olmadığını, 2010 yılında tesis edilen kira şerhinin 2015 yılı itibariyle yok hükmünde olduğunu, bundan dolayı davacının müvekkiline yönelik husumet yöneltmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından tahliye talebinde bulunulduğunu, dava dilekçesinde harca esas değerin taşınmazın değeri üzerinden belirlenmediğini ve harcın ikmal edilmediğini, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının sunmuş olduğu dayanak belgenin 15 yıl süresi kira şerhli olduğunu, tapu kayıtlarının celbi sonrasında da kiracılık ilişkisinin devam ettiğini, kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin mümkün olmadığını, davacı kira ilişkisi olmadığını iddia etmiş ise de bayilik sözleşmesinin başlangıcından feshedildiği tarihe kadar aylık olarak kira...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, önceki malik ile davalı arasında 30.05.2012 tarihli kira sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, kiraya konu taşınmazı 19.06.2012 yılında satın aldığını, davalı kiracıya ihtar edilmesine rağmen kira bedellerinin ödenmediğini, bunun üzererine kira alacakları için takip başlatıldığını, itiraz üzerine davalı hakkında itirazın kaldırılması ve tahliye davası açıldığını, ......

            Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde 01/05/2005-01/05/2035 tarihlerini kapsar şekilde üst hakkı kurularak tapuya şerh edildiğini, bu sözleşmeye göre üst hakkı süresince ödenecek irtifak bedelinin kira bedeli yerine geçeceğini ve ayrıca kira bedeli ödenmeyeceğini belirterek ödenmeyen irtifak bedeline ilişkin olarak yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı:Taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme:Taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

              Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir....

                Dava, kira sözleşmesinin süresinin bitimi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davacı, 28/08/2009 tanzim tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 31/07/2015 tarihinde başlattığı icra takibinde dava konusu arsanın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesini istemiş, tahliye emri 05/08/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile; ilk kira bedelinin 16/09/2009 tarihinde havale edildiğini, kira sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca, kira süresinin 16/09/2014 tarihinde sona erdiğini, icra takibinin yasal bir aylık sürede başlatılmadığını ve kira sözleşmesi, süresinin uzadığını, sözleşmede tahliye taahhüdünün yer almadığını, alacaklının gönderdiğini iddia ettiği ihtarnamelerin tebliğ alınmadığını belirterek tahliye emrine itiraz etmiştir....

                  de, taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilebilir ve şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur....

                    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, davacı şirketin taşınmazda 29.08.2007 tarihinde tapuya şerh edilen kira sözleşmesi ile kiracı, dava dışı Ballıpınar Petrol Gıda İnş. Tic. San. Ltd. Şti.'...

                    UYAP Entegrasyonu