Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.03.2018 tarihli 2016/410 Esas, 2018/216 Karar sayılı kararı ile verilen asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ve fer'îlerine, davalı karşı davacının altın ve kişisel eşyanın iadesi ve bedeline ilişkin talebinin reddine yönelik karara karşı, süresi içinde davalı-karşı davacı kadın tarafından, reddedilen ziynet alacağı davası ve kişisel eşya alacağı davası yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur. 2.Dairenin 03.10.2019 tarihli kararı ile Mahkemece, talep edilen 301 gram altının niteliği ve dava tarihi itibariyle bedelleri hesaplanarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek belirlenen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca davacı kadının kişisel eşya alacağı talebiyle ilgili olarak talep edilen eşyalarının değerinin açıklattırılması ve bu değer üzerinden nispi peşin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı ve Kişisel Eşyanın İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet talebinin reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....
Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Somut olayda, davacı tanıklarından Tahir Kurt mahkeme huzurunda dinlenilmiş, diğer tanıkların dinlenilmesi için mahal mahkemesine yazılan talimatlar adres yetersizliği sebebiyle bila ikmal iade edilmiş ise de, iş bu davanın tefrik edildiği boşanma dava dosyasında anılan tanıkların dinlenildiği anlaşılmıştır....
Yargıtay içtihatları kapsamında duruşmadaki beyanları ve protokol maddesinin ziynet eşyalarını kapsamadığı açıktır. Kişisel mal niteliğinde olan ve anlaşmalı boşanma davası içerisinde ya da protokolde açıkça düzenlenmeyen kadına ait ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından istenmesine engel yasal bir düzenleme ve içtihat bulunmamaktadır. Davacı taraf davanın başında ziynet eşyalarının bozdurulması karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 29.450,00 TL talep etmiş, ıslah ile talebini 40.978,00 TL'ye yükseltmiştir. Davacı kadının talebi ıslah miktarı kadardır. Davacı taraf ıslah dilekçesini verirken bilirkişi raporunu baz almış, yine erkeğe takılan ziynetlerin bedelini de talep etmiştir. Yargıtay HGK ve içtihatlar dikkate alındığında kadına özgü olan yine kadına takılan takılar kadına aittir. Kadına özgü olmayan erkeğe takılan takılar ise erkeğe aittir....
Ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04.03.2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2022 NUMARASI : 2020/925 ESAS 2022/124 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/02/2021 NUMARASI : 2019/366- 2021/154 DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil ile davalı Mesut'un 06/03/2009 tarihinde evlendiklerini, davalı Mesut'un 03/04/2019 tarihinde boşanma davası açtığını, boşanma davasının Kayseri 2....
Mahkemece; şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarına, ispat edilemeyen ziynet alacağı davasının ise reddine dair verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 08.07.2013 günlü ve 2013/11494 E. 19341 K. sayılı ilamı ile; (... 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadına düğünde hediye olarak takılan ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra elinden alındığı ve davacı-davalı koca tarafından iade edilmediği toplanan delillerle kanıtlanmıştır. Ziynet eşyalarına yönelik talebin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...) Gerekçesiyle bozulmuştur....
Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5073 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....