Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, anlaşmalı boşanma talebine, birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ileri ile kişisel eşyanın iadesine, birleşen davadaki karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....

Ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK md. 1, 6, 220/1- 1, 222/1, HMK md. 190, YHGK 04.03.2020 tarih, 2017/ 3- 1040 Esas ve 2020/240 Karar). Aksi halde eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK md. 222/2). Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davaya konu ziynet eşyasının müvekkilinin kişisel malı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ziynet eşyasına ilişkin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile katıla alacağının tahsiline ilişkindir. Davacılar bankada bulunan ziynet ve para için ayrı ayrı dava açmışlar, mahkeme tarafından iki davanın da kabulüne karar verilmiş, davalı ziynet eşyasına ilişkin karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş, paraya ilişkin karar yönünden istinaf talebinde bulunulmadığından, ilk derece mahkemesinin birleşen davaya ilişkin kararı kesinleşmiştir....

Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....

Mahkemece, "...ziynet eşyası kişisel eşyalardan olup eşlerden her biri diğer eşte kaldığını veya diğer eş tarafından kullanıldığını ileri sürdüğü kişisel malının aynen iadesini veya bedelinin iadesini isteyebilir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılır. Altın ve ziynet eşyasının birliğin devamı sırasında kısmen bozdurulup müşterek borçların ödenmesine sarf edilse dahi bedeli kadın tarafından kocaya bağışlanmadıkça bunlar kadına aittir. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı düşünen kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının elinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının varlığını, evi terk ederken zorla elinden alındığını götürmesine engel olunduğunu ispat etmekle yükümlüdür (Yargıtay 6.HD.'...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının düğünde takılan ziynetlerin bazılarını kendisinin rızasını almadan bozdurduğunu, diğer ziynetlerin ortak konutta kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesine olmaz ise bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir . Davalı, kendisinin .....'da yerleşik bulunduğunu, yetkili mahkemenin ..... olduğunu, davacının giderken ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü belirterek, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, esası yönündende davanın reddini istemiştir ....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, değerleri tespit edilen ziynetlerin ve nakit para 6,000 TL olmak üzere toplam 63,352 TL ziynet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kişisel eşya bedeli hakkındaki talebinin kısmen kabulü ile 3.360,00 TL kişisel eşya bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi davasına dair ... 1. Aile Mahkemesinden verilen 14/12/2015 günlü ve 2014/1407 E. - 2015/1752 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06.12.2017 günlü ve 2016/6995 E. - 2017/17096 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

      Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi icap eder. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, buna göre uyuşmazlığın ''Aile Hukukuna" ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davanın konusu, Aile Hukukundan kaynaklandığına göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir....

        Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda; davalı savunmasında ve özellikle temyize cevap dilekçesinde; düğünde kendi ailesi ve akrabaları tarafından takılan 15-20 adet küçük altının bozdurulduğunu beyan etmiştir. Davalının bu beyanı kendisini bağlar....

          UYAP Entegrasyonu