AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2019/159- 2021/295 DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Mustafa'nın müvekkilinin eski eşi olduğunu, davalı Meliat'ın müvekkilinin kayın validesi, diğer davalıların müvekkilinin kayın pederi Mehmet'in mirasçıları olduklarını, müvekkili ve boşandıkları eşinin evlendikten sonra Avustralya da yaşadıklarını, kayın validesinin ziynet eşyalarını müvekkilinden istediğini, müvekkili vermek istemeyince, müvekkilinin kayın pederinin davacının üzerine yürüyerek ziynet eşyalarını alarak evde bulunan kasaya koyduğunu bu sebeplerle dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın düğünde takılan altınların nitelik ve niceliklerine ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının evden ayrılıp giderken kişisel eşyalarını ve ziynet eşyalarını valize koyup götürdüğünü, davacıya düğünde takılıp hediye edilen ziynet eşyalarının düğün sonrası davacıya teslim edildiğini, zilyetliğinin hiçbir zaman müvekkiline geçmediğini, dava dilekçesinde talep edilen 31 kalemden ibaret çeyiz eşyalarının tamamının aynen durduğunu, iade etmeye hazır olduklarını belirterek, ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; tarafların boşanmalarına ilişkin boşanma ilamında ...nitekim taraflar arasındaki geçimsizliğin çoğaldığı ve davalı ...'...
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Hukuk Dairesi'nin 05/10/2017 tarihli 2016/3603 esas sayılı ilamı) Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı kocanın kabulüne karar verilen ziynet eşyasının varlığına, cins ayar ve gramına açıkça itiraz etmediği ve ziynet eşyasının kadının rızası ile müşterek ihtiyaçlar için bozdurulduğunu savunduğu; bu şekilde, eşyanın varlığı ve akıbetinin koca aleyhinde kesinleştiği, davalı kocanın, bu eşyanın iade edilmemek üzere bozdurulduğunu iddia ve ispat etmediği, dolayısıyla bu eşyayı iade yükümlülüğünün bulunduğu, kadının eşyanın aynen iadesi, olmadığı takdirde ise bedelinin iadesini talep ettiği ve hükmün de bu şekilde terditli olarak kurulduğu, dolayısıyla eşyanın aynen iadesininde dava tarihi itibariyle kuyumcunun bu eşyayı satışı halinde mümkün olabileceği ve bedelin de tabii olarak satış tarihi üzerinden değil, bu şekilde hesaplanması gerektiği, bedel tespiti açısından da kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin...
altın zincir, 4 adet cumhuriyet altını, 13 adet çeyrek altın ve 4.000,00TL para takıldığını, davalının ve ailesinin bu ziynet eşyalarının kendisinden zorla aldıklarını, bu nedenlerle ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının kendisine iade edilmesini talep ve dava etmiştir....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Davacı, ziynet eşyalarının iadesini, davalı tarafça açılmış olan boşanma davasının görüldüğü mahkemede açtığı karşı dava ile talep etmiş, mahkemece 03.04.2013 tarihinde ziynet eşyalarıyla ilgili davanın tefrikine karar verilmesi üzerine, dava 05.07.2013 tarihinde yeni esasına kayıt edilmiştir. Bu aşamadan sonra, davacı tarafından açılmış olan karşı dava, ayrı bir dava olarak görülmeye başlamıştır. Davalı ise, 19.07.2013 tarihinde kişisel eşyalarının iadesi istemiyle karşı davasını açmıştır. Bu nedenle, mahkemece; ayrı bir dava olarak bakılmakta olan ziynet eşyalarının iadesi davasına karşı, davalı tarafça açılmış olan davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadının açtığı ziynet ve kişisel eşyanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanma davalarının kabulüne, kadının ziynet ve kişisel eşyanın iadesi davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'îleri, reddedilen tazminat talepleri ile kadının ziynet ve kişisel eşyanın iadesi davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas No, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının boşanma davası açtığını, bu davanın temyiz aşamasında olduğunu, getirdiği çeyiz ve ziynet eşyalarını almadan müşterek evden ayrıldığını, çeyiz eşyası için 15.000,00 TL, ziynet eşyası için 10.000,00 TL masraf yaptığını belirterek, 25.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....