Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ithamlarda bulunduğunu, müşterek çocuğun annesi ile birlikte gittiğini, kendisine ait odası ve güzel bir yaşamı bulunduğunu, müşterek çocuğa müvekkilinin baktığını ve yanından ayırt etmediğini, müşterek çocuğun sadece teslim günlerinde anneannesine gittiğini ve oradan teslim edildiğini, davacının çalıştığını müşterek çocukla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, müşterek çocuğun müvekkilinin eşi tarafından sevilmekte olduğunu ve gerekli ilginin de gösterildiğini, davacının olayın yaşandığı güne kadar çocuğu teslim almaya kendisinin hiç gelmediğini, her geldiklerinde müşterek çocuğu aldıklarını, müşterek çocuğu gelip almadığı günler çok olduğunu, davacının kişisel ilişki günlerine riayet eden bir kişi olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman velayet hakkını kötüye kullanmadığını, aksine davacı tarafın kişisel ilişki hakkını kötüye kullandığını, bu nedenlerden dolayı velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yönünden de davanın...
Davacıya, boşanma kararıyla tanınan kişisel ilişki hakkının alınmasını gerektiren sebep, görüş için aldığı çocuklarını kişisel ilişki süresi sonunda teslim etmekten kaçınması ve çocukları haksız olarak alıkoymasıdır. Davacı, 13.10.2012 tarihinde gerçekleşen bu eyleminden dolayı ... 12.Sulh Ceza Mahkemesinin kararıyla cezalandırılmıştır. Başka bir ifade ile davacı davranışının sonucunu görmüş ve cezasını çekmiştir. Bundan sonra da kişisel ilişki hakkını amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanacağına, kişişel ilişki sebebiyle çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceğine dair dosyada bir delil ve önemli bir sebep mevcut değildir. Ana ve babası ayrı olan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli biçimde ve doğrudan kişisel ilişki kurma hakkı, sadece çocukların değil, ana ve babanın da hakkıdır. Bu tür bir kişisel ilişki, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir....
hakkını kötüye kullandığını, tüm bu nedenlerle velayetin anneden alınarak babaya verilmesini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından, velayet talebinin reddi, kişisel ilişki süresinin kısaltılan bölümleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı anne tarafından ise, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilerek, “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir...
İlk derece mahkemesince; velayetin değiştirilmesi talebinin reddine, çocukla kişiseli ilişki kurulması talebinin kabulüne; müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 9:00 ile ertesi günü saat 17:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 9:00 ile ertesi günü saat 17:00 arasında, sömestr tatilinin ilk Cumartesi günü saat 9.00 ile tatilin 7. günü saat 17.00 arasında ve her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 9:00 ile 31. günü saat 17:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuğun yurt dışına çıkış yasağına ilişkin tedbirin hükmün kesinleşmesine kadar devamına hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; reddedilen velayetin değiştirilmesi davasına, kişisel ilişki düzenlemesine, davalı yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı kadın vekili, istinafa cevap dilekçesinde; istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2021 NUMARASI : 2019/1173 2021/26 DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması- Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı birleşen dosya davalı HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-birleşen dosya davalısı dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte müşterek çocukları Burak Alp’in velayetinin anneye verildiğini, ancak daha sonra annenin çocuğa bakamaması ve şiddet uygulaması nedeniyle açılan velayetin değiştirilmesi davasında Kayseri 7....
Davacı-karşı davalı vekili son celsede "biz rapor doğrultusunda velayetin annede kalmasını müvekkilimiz ile çocuk arasında raporda belirtildiği şekilde kişisel ilişki kurulmasını ve nafakanın pandemi koşulları nazara alınarak makul bir miktarda indirilmesini talep ederiz" şeklinde beyanda bulunmuştur. Dava velayetin değiştirilmesi davası olarak açılmış, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine dair bir dava yoktur. Islah ya da karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığı dikkate alınarak son celsede davacı tarafın kişisel ilişkinin rapor doğrultusunda düzeltilmesi talebi dava olarak nitelendirilemez. İlk derece mahkemesince kişisel ilişki yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi usul hükümlerine uygundur. Bu haliyle; erkeğin kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Asıl dava, velayetin değiştirilmesi, kabul edilmez ise kişisel ilişki tesisi; karşı dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....
Mahkemece; "Dava velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2019\553 E. 2019\772 K. sayılı ilamı ile davacı ve davalının anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek küçük T3 velayet hakkının davalı babaya verildiği ve kararın 13.09.2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. Müşterek küçüğe ait Nüfus kayıt örneği incelendiğinde 16.09.2013 doğumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı, davalı ve müşterek çocukla görüşmek suretiyle düzenlenen sosyal inceleme raporunda nihai olarak, çocuğun velayet hakkının anneye verilmesi ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kururlmasının yararlı olacağı yönünde rapor tanzim edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafça rapora itiraz edilmişse de raporun usulüne uygun olarak düzenlendiği değerlendirilmiştir....
Sulh Mahkemesi Velayet ve vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Zonguldak 1.Aile ve 1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evlat edinilen küçüğün velayetinin evlat edinen davalıdan kaldırılarak, öz anne ve babası olan davacılara verilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreden red edilerek, velayetin kaldırılarak davacıların vasi olmasına hakkındaki dava tefrik edilerek, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın evlatlık ilişkisinin kaldırılması ve kişisel ilişki kurulması davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.(TMK 409. m.)...