WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur....

    Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2024/82 Esas KARAR NO:2024/81 DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:05/02/2024 KARAR TARİHİ:14/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline yönelik tahkir edici sözleri ve gerçeğe aykırı suç isnadı ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğundan işbu saldırının durdurulması için ihtiyati tebdir kararı verilmesine, yapılacak yargılama neticesinde -------- adresine erişimin kalıcı olarak engellenmesine, davalının eylemleri sebebiyle meydana gelen haksız rekabetin tespiti ve men’i, kişilik haklarına yönelik saldırının tespiti ve kınanmasına davalarının kabulü ile, 100.000,00-TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına...

        Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceği”, 25. maddesinde; “Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebileceği, davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabileceği ” düzenlenmiştir. 5651 sayılı yasa, internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumundadır. Özel yasada bir düzenlemenin varlığı halinde öncelikle uygulanacağı da hukukun genel kuralıdır. Kaldı ki özel yasa somut olaya ilişkin görev yönünden mahsus bir düzenleme de içermektedir....

          Tarafların tesbit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, davacının kişilik haklarına özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının derecesine, manevi tazminat isteyenin, boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran, davacı yararına hükmolunan manevi tazminat fazla ve hakkaniyet ölçülerini aşar niteliktedir.Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlık derecesi ve Borçlar Kanununun 47. ve 49. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK. 174/2) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, açıklanan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            Ne var ki, anılan madde hükmüne göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için, diğer koşulların yanında kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı da şarttır. Somut olayda, kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı ispat edilememiştir. O halde mahkemece, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek, bu kalem isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 20.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/12/2012 gününde verilen dilekçe ile isim hakkına yapılan saldırının hukuka aykırılığının tespiti, saldırının önlenmesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 12/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK'nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                  Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları ve hukuka aykırılığı belirtilmiş, 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49.) maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasıyla birlikte manevi tazminat talebinde de bulunmuş, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmiştir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; davacının davadaki manevi tazminat isteği, genel hükümlere dayanmakta olup, aile mahkemesinin görevine girmemekte, asliye hukuk mahkemesi görev alanı içinde kalmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu