Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı tarafından çeşitli gazete ve televizyonlara gönderilen basın açıklamasında kendisi hakkında kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı olarak davacının yazılarında yer alan haksız eleştirilerine cevap verdiğini, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının açıklamasının davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

    nun hakaret niteliğindeki haksız eyleminin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, adı geçen davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Yerel mahkemece, "...cezalandırılacakları korkusu ile paniğe kapıldıkları..." biçimindeki sözlerin bir avukat olan davacı...'nın kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin bir bölümünün kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; kişilik haklarına saldırı olarak söylendiği benimsenen "...cezalandırılacakları korkusu ile paniğe kapıldıkları..." biçimindeki sözleri davalılardan ...'nun, tabloyu sağlayan aracılarla yüzleştirmek için telefonla görüşme sağladığı ...'un randevu yerine gelmemesi üzerine söylediği anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı ..., davalı-karşı davacı ile aralarında geçen telefon görüşmesini ve görüşme olgusunu kabul etmekte; ancak, buluşma yerine gitmek için yola çıkmasına rağmen trafik yoğunluğu nedeniyle gidemediğini ileri sürmektedir....

      ın imtiyaz sahibi ve sorumlusu olduğu " ... " internet sitesinde " ..." başlıklı haber yapıldığını, haber içeriğinde kullanılan ifadelerle de davacıya yönelik kin ve nefret oluşmasının sağlanmaya çalışıldığını iddia ederek, manevi zararının giderilmesini istemiştir. Davalılar ise davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığını belirterek, istemin reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından internet ortamında kullanılan ve mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifadeler, davacının, ülke .. yabancı bir .. ile yapmış olduğu basın toplantısında sormuş olduğu soru ve devamında .. vermiş olduğu yanıtların canlı olarak yayınlanmasından sonra kullanılmıştır....

        Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır, hükmü düzenlenerek kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. Aynı Kanunun 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu 58. maddesi (E. Borçlar Kanununun 49. maddesi) kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir hükmü düzenlenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 03/02/2015 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, internet sitelerindeki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 15/03/2013 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Sanayi A.Ş. vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2007 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/05/2010 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabetin tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminatın kısmen kabulüne, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir....

                ün düzenlemiş olduğu basın açıklamasında dile getirdiği kişilik haklarına saldırı teşkil eden iddianın, diğer davalılara ait basın ve yayın organlarında haber olarak kaleme alındığını ve asılsız ithamlarda bulunduklarını belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar, kişilik haklarına saldırı kastlarının bulunmadığını belirterek, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davalı ....'nin, basın açıklamasını haber konusu yaptığı yazının davacının kişilik haklarını ihlal ettiği, eleştiri sınırlarını aştığı gerekçesiyle bu davalı yönünden istemin bir bölümü kabul edilmiş, diğer davalıların kullandıkları ifadelerin ise, eleştiri sınırları içerisinde kaldığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu “... Belediyesi,....'nun isteği üzerine toplantıyı iptal etti.” başlıklı yazıda, “...... Genel Başkan Yardımcısı ...'...

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/05/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalının "şarlatanlık" ve "şizofrenik psikoz delili" ifadelerinin hukuka aykırı olduğunu, kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu, davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir....

                    Mahkemece; yazıda davacının kişilik haklarına zarar verildiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu yazı bir bütün olarak incelendiğinde; yazıda ....Yardımcısı olarak görev yapan davacının kredi verilmesi ile ilgili eylem ve işlemlerinin eleştirildiği, yazılanların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yazının davacıyı aşağılama ve küçültme kastıyla yazılmadığı, eleştiri sınırlarının aşılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı söz konusu değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, istemin tümden reddi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları doğru görülmemiş ve kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu