Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili ... tarafından, davalı ... aleyhine 06/02/2014 ve 13/02/2014 günlerinde verilen dilekçeler ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen 05/09/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için boşanmaya sebebiyet veren vakıaların, tazminat talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması zorunludur. Erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır. Kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2 koşulları oluşmamıştır....

      Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davacının eşi ile aralarında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

        Davacı, yazının şahsi haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, yazının kişilik haklarına saldırı niteliginde olmadığını, eleştiri niteliğinde olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığını savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu yazıda geçen "Çevre Düşmanlığı Bakanı" ibaresinin davacının kişiliğine yönelik bir ifade olmadığı, "anasını satmak" deyiminin anlamı araştırıldığında Türk Dil Kurumu - Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü veri tabanında "önem vermemek, aldırmamak, umursamamak" anlamında olduğu ve bu ifadenin ... Bakanı olarak görev yapan davacının yaptığı işler ve görevi sebebiyle eleştiri kapsamında kaldığı, kişilik haklarına saldırı olmadığı, dolayısıyla yazının hukuka aykırılık yönünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir....

          Gazetesi'nin 21/01/2013 tarihli nüshasında "Organize İşler" başlığıyla yayınlanan haber ve 22/01/2013 tarihli nüshasında "Albaydan hakime devriye görevi" başlıklı haberde kullanılan ifadelerin hakim ve savcı olan davacıların kişilik haklarına saldırı içerdiğini belirterek, uğranılan manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, haber içeriğinin güncel ve kamu yararı içerir nitelikte olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamı içinde kaldığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise haberde kullanılan ifadelerin davacıların kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. TBK 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre de kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....

            ve diğerleri aleyhine 25/07/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir. 2.Davalıların temyiz itirazlarına gelince: Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, ......

              Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.md. 174/2). Mahkemece belirlenen davacı erkeğin diğer kusuru ise, davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek davacı erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları davalı kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davalı kadının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....

                Miki yazdı." şeklindeki paylaşımın düşünceyi açıklama ve eleştiri kapsamında kalmadığı, O.Ç sözünün Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125 inci maddesi kapsamında hakaret niteliğinde olduğu, bu kapsamda davacının kişilik haklarına doğrudan saldırı niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı vekilinin bu paylaşımda kişilik haklarına saldırı olmadığına ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, 2. "...şşt sessiz olun RTE kapattığını sanıyor salak!" şeklindeki paylaşımın düşünceyi açıklama ve eleştiri kapsamında kalmadığı, ölçülülüğün ve orantılığın aşıldığı, salak sözünün TCK'nın 125 inci maddesi kapsamında hakaret niteliğinde olduğu, Yargıtay kararlarında da salak sözünün hakaret olarak kabul edildiği, bu kapsamda paylaşımın davacının kişilik haklarına doğrudan saldırı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle davalı vekilinin bu paylaşımda kişilik haklarına saldırı olmadığına ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, 3....

                  Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 19/04/2017 gün ve 2016/10535-2017/2067 sayılı ilamı ile, "... yayın tarihi, yayındaki anlatım şekli ve yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir..." şeklindeki gerekçe ile bozulmuştur....

                    Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin kısmen kabule dair 15/12/2014 tarihli, 2014/274 esas ve 2014/815 sayılı ilk kararı, Dairemizin 01/03/2016 gün, 2015/4013 esas ve 2016/2659 sayılı ilamı ile; davaya konu sözlerin nezaket dışı ve icapsız sözler olduğu, kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmadığı bu nedenle manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedilmek üzere bozulmasına karar verilmiştir. Bozma üzerine, mahkemece 09/03/2017 gün, 2017/19 - 2017/80 sayılı kararla; dava konusu söz ve eylemlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, sarf edilen sözlerin kayda alınarak sosyal medya üzerinde paylaşıldığı, eylemin küçük düşürücü nitelikte olduğunun kabulü ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu