Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ise sorumlu müdür olduğu 5187 sayılı Basın Kanunu uyarınca açılan tazminat davalarında sorumlulukları bulunmadığından, bu kişiler yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini; diğer davalılar yönünden ise, haberde denetleme raporundaki ifadelere yer verildiğini, gazeteciliğin gerektirdiği bir takım yorumlardan başka hiçbir ekleme yapılmadığı savunularak davanın reddi istenilmiştir. Mahkemece; davalılar ... ve ... hakkındaki davanın, 5187 sayılı Basın Kanunu 13.maddesi uyarınca sorumlulukları bulunmadığı nedeniyle husumetten reddine; diğer davalılar yönünden ise, manevi tazminat davasının şartları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....

    Şti. aleyhine 14/03/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının maddi tazminata ilişkin temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının manevi tazminata ilişkin temyiz talebi yönünden; Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      aleyhine 14/07/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile gönül ilişkisine girdiğini, eşi ile birlikte yaşadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, ayrıca davalının bu süreç içinde kendisine karşı hakaret içeren sözler söylediğini ve kendisi hakkında dedikodu çıkardığını, davalının bu eylemlerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ...Ş. aleyhine 10/08/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, www.zaman.com adlı internet sitesinde yayınlanan “Aranan ... Davası Sanığı Yakalandı” başlıklı haber ile kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          aleyhine 23/10/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/01/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 06/10/2009 tarihli nüshasında yayınlanan başlıklı haberler ile kişilik haklarının zedelendiğini belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Yılmaz aleyhine 27/10/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, temyiz dilekçesinden sonra verdiği 07/01/2012 günlü dilekçe ile davadan feragat ettiğini belirtmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 310 ve 311. maddeleri gereğince feragat, kesin hüküm sonuçlarını doğuracağından ve davanın her aşamasında gözetileceğinden, feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....

              dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

                Davacı, davalı tarafından çeşitli gazete ve televizyonlara gönderilen basın açıklamasında kendisi hakkında kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı olarak davacının yazılarında yer alan haksız eleştirilerine cevap verdiğini, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının açıklamasının davacının kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

                  Bu şartlar; şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminatı gerektirmeyeceği gibi somut olayda davalı tarafından yapılan icra ve haciz işlemlerinin davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden de söz edilemez. Bu durumda, davacının şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kusur belirlemesi, davalı yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK.m.174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar kişilik haklarına saldırı niteliğinde değilse manevi tazminata hükmedilemez....

                      UYAP Entegrasyonu