Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, ketmi verese sebebiyle yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, teminat karşılığı dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulması talebi kabul edilmiş, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine, karar verilmiştir. Davalı vekilleri bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur....

Düzenlemeye göre, geçerli bir hukuki sebebe dayanmayan tescil yapılmış veya başlangıçta geçerli sebebe dayalı bir tescil olmasına rağmen sonradan geçersiz hale gelmiş ve bu şekli ile gerçek hak durumuna uymayan bir durum oluşmuşsa "yolsuz tescil" söz konusudur. Öte yandan, TMK'nın 1015. maddesine göre, “Tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır.” Tapu kütüğündeki tescil veya terkin işlemleri geçerli bir hukuki nedene dayanmıyorsa veya TMK'nın 1015. maddesindeki düzenlemeye gereği istemde bulunan gerçek hak sahibi değilse veyahut tescil dışı kazanma halleri söz konusu olup da, tapu kütüğüne açıklayıcı tescil yapılmamışsa gerçek hak sahipliği ile tapu sicili birbirine uymaz ve tapu sicili yolsuzlaşır. Yolsuz tescil en yalın anlatımı ile gerçek hak durumunu yansıtmayan tescildir. Geçerli bir hukuki sebepten yoksun yada sakat olan tescil baştan itibaren yolsuz tescildir....

Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 sayılı Kararı.) Ne var ki, somut olayda yukarıda değinilen biçimde açılmış bir tescil davası bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafa tescil davası açması için önel verilmesi açtığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra davacının yolsuz tescil iddiası bakımından gerekli araştırma ve ve incelemenin yapılması, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıdaki ilkelere uygun düşmeyen gerekçe ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....

    Mahkemece, Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesi uyarınca tapu sicil müdürlüğünün belgeye aykırı yazım veya tescilin düzeltilmesi için Defterdarlık veya Malmüdürlüğünden düzeltme için dava açmasını talep edebileceği, doğrudan dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi uyarınca tapu kaydında yapılan işlemlerin yolsuz olduğu iddiasına dayalı düzeltme isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, bir ayni hak tapuya yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ise ayni hakkı zedelenen kişi bunun düzeltilmesini isteyebileceği gibi tapu memuru da re’sen hakime başvurarak düzeltme isteyebilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, çekişme konusu 89 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının dava dışı ... tarafından davalıya satış suretiyle temlik edildiğini, tarafından daha sonra edinilen paya yönelik olarak davalınınaçtığı şuf'a davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, ancak şuf’a hakkının kullanılmasına dayanak olan ve davalının ...’ndan edindiği payın, yolsuz tescil olduğu gerekçesiyle iptal edildiğini ileri sürüp yolsuz tescil niteliğinde olan bir paya dayalı olarak kullanılan şuf’a hakkı nedeniyle davalı adına tescil edilen payın iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir....

        adına çekişme konusu 153 ada 1 ve 127 ada 3 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı, ceddinden intikal ve verese taksimen davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, 129 ada 16 ve 136 ada 32 parsellerin senetsizden ceddinden intikal ve verese arasında taksimen mirasbırakanın tasarrufu altında bulunmaktayken 01.01.1995 tarihinde haricen ve rızaen davalı ...’e bağış suretiyle mirasbırakan tarafından zilyetliklerinin devredildiği, 127 ada 15 parselin de ceddinden intikal ve verese taksimen davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitlerin 10.05.2007 tarihinde itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

          Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen 7.618 m2 yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptal edilerek 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir....

            ya ait olduğunu, davalılar tarafından intikal işlemlerinin davacıların mirasbırakanın yer almadığı veraset ilamı ile yapıldığını, tescil işleminin bu haliyle hatalı olduğunu, Mahkemece yanlış nitelendirme ile davanın kadastro tespiti sonucunda ikame edilen tapu iptali ve tescil davası olarak değerlendirildiğini ve bu şekilde sonuca gidildiğini, bu şekilde yapılan nitelendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemişlerdir. 3. Gerekçe ve Sonuç Konya Bölge Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/01/2021 tarihli 2020/982 Esas 2021/51 Karar sayılı kararıyla; kök mirasbırakan ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., Yukarıkızılca Köyü 209 ada 263 parsel sayılı taşınmazın 1949 yılında yapılan ve 17.10.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 209 ada 263 parselin davalılar adlarına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... Şöngör ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir....

                Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek ... Belediyesi adına tescil edildiği, davacı Hazinenin mülkiyet hakkı sahibi olup, ... Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesi ile imar parsellerinin sicillerinin dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Diğer taraftan bilindiği gibi; 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan söz edilemez. Yargıtay 1....

                  UYAP Entegrasyonu