Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada kısmen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, davalıların orman kadastrosuna itiraz etmedikleri gibi karşı davada açmadıkları anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 23.02.2009 günü oybirliğiyle karar verildi....

    Yönetimi, Kadastro Mahkemesine verdiği 17.10.2011 tarihli dava dilekçesinde Paşaköy (eski 1871) 274 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tesbit edildiğini, ancak, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, tesbitin iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, yenileme kadastrosuna itiraz süresi içinde açılan davada, yenilemede hata olmadığı, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesince taşınmazın orman sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali istemine ilişkindir....

      Mahkemece; kadastro müdürlüğünün 06.01.2014 tarihli yazı cevabı ekindeki askı ilân cetvelinden davaya konu ... sayılı parselin 22.05.2012 tarihinde askı ilânına çıkmış olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davanın 30 günlük süre içinde açıldığı, ancak davacının mülkiyet iddiasında bulunduğu, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyete ilişkin iddiaların dinlenemeyeceği, mülkiyet uyuşmazlıklarında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine, davanın görev yönünden usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kullanım kadastrosuna ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1973 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 08.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....

        Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1946 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1977 ve 17.07.1996 tarihlerinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 19.12.2006 tarihinde ilan edilmiştir....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 23.08.1975 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 23.08.1975 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

              Yönetimi vekili de 27/06/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 30/04/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1958 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

                Yönetimi vekili de 27/05/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile 1196 parselin kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 22/03/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1985 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....

                  Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 sayılı parselin önceki malikleri Kazım ve Ali Emiroğlu tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 (bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 sayılı parselin (A) işaretli 18240 m² bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 sayılı parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir....

                    Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu