Hukuk Dairesinin 26.12.2011 gün ve 2011/8306-15605 sayılı kararı ile onanmıştır. Kararın kesinleşmesi üzerine, dosya, tapu iptali ve tescil davası yönünden tefrik edilerek, başka esasa kaydedilmiş, orman kadastrosuna itiraz yönünden Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman tahdit hattı dışında ve eski tarihli belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Çevre ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1990 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 31.08.2005 tarihinde ilân edilen 4999 sayılı Kanunun 7. maddesine göre herhangi bir nedenle dışarıda kalmış ormanların kadastrosu, 1970 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu vardır....
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve ilk kadastro tarihinde de mevcut olan sabit noktalardan, aynı döneme ve öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan bir dizi teknik çalışmalardan sonra tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı tespit edilerek ada raporu düzenlenmekte ve bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....
Mahkemece davanın kabulüne ve ... ili ... ilçesi ... köyü ... yaylasında bulunan ve fen bilirkişisinin raporunda kroki ile gösterilen 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 noktalar ile sınırlı 593,49 m²’lik taşınmazın kargir iki katlı ev ve arsası vasfı ile ... ve ... oğlu oğlu ... 12.05.1938 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptal, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07/11/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır....
Mahkemece davanın kabulüne ve ... ili ... ilçesi ... köyü ... yaylasında bulunan ve fen bilirkişisinin raporunda kroki ile gösterilen 11,1,213,14 noktalar ile sınırlı 317,14 m² taşınmazın kargir ev ve arsası vasfı ile ... ve ... oğlu ... 25.03.1937 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptal, tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 07/11/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır....
O halde mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Kabule görede çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde “... lehine 2.081 m2 alanda daimi irtifak hakkı ve ... lehine 04.05.2006 tarihinde 200.000,00.- TL bedelli fekki bildirilinceye kadar ipotek “ şerhleri bulunduğu halde lehlerine şerh konulan kurumların davada yer almaları sağlanmadan yokluklarında yargılama yapılarak sonuca gidilmesi de doğru değildir....
Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 parselin önceki malikleri ... ve .... tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 (bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 parselin (A) harfi ile işaretli 18240 m2 bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1971 yılında seri bazında yapılarak 18.08.1972 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2013 yılında kesinleşen evvelce kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ile 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastro işlemi ise 1965 yılında yapılarak kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına ve toplanan delillere göre dava orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olup çekişmeli taşınmaz 1972 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı gibi 2013 yılında yapılan evvelce kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu sırasında da herhangi bir işleme tabi tutulmamıştır. Bu hâli ile dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı ve öncesi itibarıyla da orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli 4901 ada 3 ve 4 sayılı parsellerin (A) işaretli bölümlerinin kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı ve kadastro mahkemesinin 1989/1 sayılı orman kadastrosuna itiraz dosyası ile bir ilgilerinin bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....
VE ARKADAŞLARI" tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: KARAR Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi,katılan davacı ... ve arkadaşları daha önce davaya konu imar parselinin maliki tarafından orman yönetimi aleyhine kadastro mahkemesinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasının tarafı olmadıkları, karar düzeltmeye konu tapu iptal ve tesciline ilişkin kararın imar parseli maliki aleyhine kesinleşen orman kadastrosuna itiraz davasının doğal sonucu olduğu, ayrıca; katılan davacıların dava konusu imar parselinin geldisi olan ana taşınmaz hakkında orman kadastrosuna itiraz davası var ise, ileri sürdükleri iddiaların o davada inceleneceği ve bu davanın katılan davacılar yönünden kesin hüküm oluşturmayacağına göre, yerel mahkeme kararı ve Dairece hükmün onanması...
VE ARKADAŞLARI” tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: KARAR Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, katılan davacı ... ve arkadaşları, daha önce davaya konu imar parselinin maliki tarafından Orman Yönetimi aleyhine kadastro mahkemesinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasının tarafı olmadıkları, karar düzeltmeye konu tapu iptal ve tesciline ilişkin kararın, imar parseli maliki aleyhine kesinleşen orman kadastrosuna itiraz davasının doğal sonucu olduğu, ayrıca; katılan davacıların dava konusu imar parselinin geldisi olan ana taşınmaz hakkında, orman kadastrosuna itiraz davası var ise, ileri sürdükleri iddiaların o davada inceleneceği ve bu davanın katılan davacılar yönünden kesin hüküm oluşturmayacağına göre, yerel mahkeme kararı ve dairece hükmün onanması...