Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın ... bilirkişi krokisinde A=96,56 m2'lik bölüm yönünden reddine, B=974,20 m2 ... parsel nosu ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, Orman Yönetimi ve Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil ve tapu kaydına dayalı 10 yıllık sürede açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 01.10.1948 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 11.04.1989 tarihinde ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....
Davalı-davacılar ... ve arkadaşları, 13.03.2009 tarihli dava dilekçeleri ile dava konusu taşınmazın eskiden beri kullanılan tarım arazisi olduğu, orman sınırları içinde bırakılmasına ilişkin orman kadastro işleminin hatalı olduğunu belirterek orman sınırlandırmasının iptalini istemişlerdir. H.Y.U.Y.’nin 45. maddesi gereğince davalar birleştirilmiştir. Mahkemece, davacı gerçek kişilerin davasının reddine, Orman Yönetiminin davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın 20.06.2009 tarihli ... bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 2692,27 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı-davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemi ile orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....
Hükmüne uyulan bozma ilamında; "Çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 982.17 m2'lik bölümü ile ilgili hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu, Orman Yönetiminin temyizinin (B) harfi ile gösterilen 843.77 m2'lik bölüme yönelik olduğu açıklandıktan sonra dosyada bulunan orman kadastro harita ve tutanaklarının incelenmesinden yörede ilk kez 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası ile daha sonra 1991 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ait haritaların birbirinden gözle görülür şekilde farklı olduğu, aplikasyon işlemi yapılırken kesinleşen orman kadastrosuna ait orman sınır noktalarının yerleri, açı ve mesafelerinin ilk orman kadastrosuna uygun olmadığı, raporu hükme esas alınan bilirkişi tarafından ilk orman kadastro haritası değil, aplikasyon haritasının esas alındığı, oysa aplikasyon işleminin evvelce yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ait orman sınır noktalarının arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 10/07/1980 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 30/07/1987 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen dışarıda kalmış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 01/03/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ili,... ilçesi, ...köyü 1007, 1008 parsel sayılı taşınmazların orman ile ilgisi olmadığı halde, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içinde bırakıldığını belirterek, taşınmazların orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece orman kadastrosuna itiraz davasının reddine, Orman Yönetimince açılan tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 28/05/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; davacılar mirasbırakanı adına kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi,... köyü 109 ada 13 parsel sayılı 19340 m2 taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı halde, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içinde bırakıldığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmış, Orman Yönetimince karşı dava olarak açılan tapu iptali tescil davası tefrik edildikten sonra, mahkemece orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmiş...
İncelenen dosya kapsamına ve toplanan delillere göre dava orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olup çekişmeli taşınmaz 1972 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı gibi 2013 yılında yapılan evvelce kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu sırasında da herhangi bir işleme tabi tutulmamıştır. Bu hâli ile dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı ve öncesi itibarıyla da orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Köyünde 30/05/2005 tarihinde 60 nolu orman kadastro komisyonunca 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosuna başlandığı, bu çalışmanın 07/07/2005 tarihinde sonuçlandırılarak, sonuçlarının 10/08/2006 tarihinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Dava sırasında yapılıp, ilan edilen orman kadastrosu davanın tarafları ve dava konusu taşınmaz yönünden kesinleşmez. Eldeki tescil davası aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Kadastro Mahkemesince bakılacak dava türleri 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde gösterilmektedir ve 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesine göre bu davalar dışında, altı aylık askı süresi içinde açılan orman sınırlaması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davaları da kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılır. Bu nedenlerle tescil davasında asliye hukuk mahkemesinin, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 22/11/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile; davacılar adına kayıtlı olan... ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada 39 parsel sayılı 4897 m2 taşınmazın orman ile ilgisi olmadığı halde, 2013 yılında 56 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içinde bırakıldığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Yönetimi vekili de 31/05/2013 tarihli karşı dava dilekçesi ile taşınmazların kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kayıtlarının iptali ile orman olan bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine, karşı davanın tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı ... dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1949 yılında keşinleşen orman kadastrosu, 22/03/2013 tarihinde ilan edilip kesinleşen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 1985 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. Dava, orman kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir....