ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/623 Esas KARAR NO : 2024/172 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) DAVA TARİHİ : 07/09/2017 KARAR TARİHİ : 14/03/2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşi ...'in davalı şirketin dava dışı kişiye kullandırdığı krediye kefil olduğunu, ancak eş rızası olmadığından kefaletin geçersiz olduğunu, krediyi kullanan ... isimli kişinin davalı şirketten kredi aldığını, davacının eşi olan davalı ...'in bugüne kadar kefaleti davacıdan gizlediğini, davacının 17.07.2017 tarihinde tesadüfen öğrendiğini, davacının rızası olmadığı için kefaletin geçersiz olduğunu, davalı şirketin kullandırdığı kredinin ödenmemesi dolayısıyla ... 34. İcra Müdürlüğünün... Esas sayılı dosyasında takip yapıp rehin açığı belgesi alarak ... 21....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Kefaletin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi ikinci hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalı ... Bankası A.Ş'den 1.707,75 TL nispi temyiz peşin harcının alınmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, kredi kartı sözleşmesinin kefili olan davalının borcun ödenmesi için hakkında yapılan takibe vaki itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %40’ından ... olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmede kefalet limiti bulunmadığından kefaletin geçerli olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kredi kartı sözleşmesinde davalı kefilin sorumlu olduğu tutar açıkça yazılmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21/06/2018 NUMARASI: 2016/588 Esas - 2018/670 Karar DAVA: İtirazın İptali İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/06/2021 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davalı kefil yönünden yapılan kefaletin geçerli olmadığı itirazı ise mahkememizce değerlendirilmiş olup, kefaletnamede, kefalet limitinin yazılı olduğu, kefalet tarihinin yazılı olduğu, kefalet türünün yazılı olduğu, kefaletin müteselsil kefalet olduğuna dair müteselsil kelimesinin el yazısı ile yazılı olduğu, bu nedenle kefaletin geçerli olduğu belirlenmiş, çıkartılan şirket kaydından davalının aynı zamanda diğer davalı olan şirketin münhasır yetkilisi olduğu belirlendiğinden kefalete eş rızasının da aranmayacağı değerlendirilmiş; davalı kefilin bu yöndeki itirazlarına da itibar olunmamıştır.Davalı taraf, davalı şirketin konkordato talebinden dolayı konkordato süreci boyunca faiz hesaplanmayacağına dair itirazı da incelenmiş olup; İİK madde 294/3 maddesinde konkordato mühletinin faizlere etkisinin düzenlendiği; tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği taktirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemeyeceği; ancak------- Karar...
gerektiğini, banka bir tacir olup kefaletin geçerlilik şartlarını bildiğini, kefaletin geçerlilik şartlarının taşıyıp taşımadığının denetim yükümlülüğü sözleşmenin hakim tarafı olarak banka olduğunu, davacı bankanın icra takibi başlatmakta ve iş bu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu ve davacı banka tarafından itirazın iptali için eldeki davanın açıldığını, davalı kefil her ne kadar Genel Kredi Sözleşmesinin 13. sayfasındaki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak sözleşmenin 1. sayfasındaki imzanın kendisine ait olmadığını, kefalet miktarının sonradan doldurulduğunu bu nedenle kefaletinin geçerli olmadığını, şirket payını devretmesi ve kefaletin kaldırılmasına yönelik davacıya gönderilen ihtarname nedeniyle borçtan sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de, davalının kefil sıfatı ile imzalamış olduğu sözleşme 6098 Sayılı TBK'nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce aktedilmiş olup somut davada sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunun kefalete ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, anılan kanunun 484/1 maddesi uyarınca kefaletin yazılı şekilde yapılması ve sorumlu olduğu miktarın belirli olması...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Ödeme emrinin tebliğine müteakip 29.11.2016 tarihinde borca ve faize itiraz ettiklerini, yaptıkları itirazdan alacaklı bankanın haberdar olduğu, buna rağmen İİK.67. maddesinde öngörülen bir yıllık süre içinde itirazın iptali davasının açılmadığını, itirazın iptali dava açılabilmesi için öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin kefil olarak borcun ödenmesi hususunda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, sözleşmede kefil olarak imzalarının olmadığını, icra dosyasına sunulan kredi sözleşmesindeki kefalet imzalarının da TBK.'nun 583. maddesinde düzenlenmiş kefaletin geçerlilik koşullarını taşımadığını, kefalet tarihinin yazılı olmadığını, kefil olunan tutarın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, öte yandan takibe konu kredi borcunun asıl borçlu tarafından bankaya ödendiğini beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Davanın; 26.081,81-TL alacağa ilişkin ......
Kefaletin kapsamı; Müteselsil kefalet, anapara ve akdi faizi, bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizleri , fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsayacaktır. Banka ile müteselsil kefiller; Aksi belirtilmedikçe, müteselsil kefaletin işbu kefalet tarihinden önce doğmuş krediler de dahil olmak üzere ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı...” GKS. 6098 sayılı yeni TBK.nu yürürlüğe girdikten sonra imzalanmıştır. Sözleşmeler TBK 583 md.de belirtilen koşullar dahilinde imzalanmıştır. Yani kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada öngörülen önemli hususlar bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu açıkça görülmektedir. GKS. 6098 sayılı yeni TBK.nu yürürlüğe girdikten sonra imzalanmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2020 NUMARASI : 2017/708 ESAS 2020/744 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Beyşehir 1....