DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipotek bedelinin güncelleştirilerek tespiti ile ipotek şerhinin terkini istemine ilişkindir. Mahkeme, HMK 114/1- d, 115/2 maddesi gereğince dava açıldığı tarihte ipotek alacaklısı olan davalı Mehmet Koruk' un 13/02/2016 tarihinde öldüğü, ölü kişiye karşı hasım gösterilerek açılan davanın usulde reddine karar verildiği görülmüş, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna konu edilmiştir. Dava konusu Uşak ili, Merkez ilçesi, Atatürk mahallesi, 5144 ada, 10 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde 10/11/2005 tarihli ve 9804 yevmiye nolu davalı lehine 63,00- TL bedelli ipotek görülmektedir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde bildirdiği üzere davalı ipotek alacaklısına ulaşılamadığı için bu dava açılmıştır. Kural olarak ölü kişi adına veya ölü kişiye dava açılamaz. Çünkü ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Ancak davacının davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Olay tarihinde müştekiye ait evin kapı kilidinin kırılıp girilerek muhtelif eşyalarının çalındığı, aynı tarihlerde benzer şekilde gerçekleştirilen diğer hırsızlık eylemleri ile ilgili tüm bilgi ve kamera görüntülerinin izlenmesi sonucu kolluk tarafından düzenlenen 19.05.2014 tarihli olay teşhis- cd izleme ve değerlendirme tutanağına göre kamera görüntülerinde izlenen şahsın kayıtları bulunan sanık olduğunun tespit edildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında; atılı suçu kabul etmeyerek, kayıtlarda görünen kişinin kendisi olmadığını belirttiği, dosya içerisinde bulunan kamera kayıtlarının sanığın teşhise elverişli önden, profilden ve boydan çekilmiş fotoğrafları ile birlikte bu konuda uzman Polis Kriminal Laboratuvarı ya da Adli Tıp Kurumu'na...
Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının, davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nın 124’üncü maddesinde; “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....
Somut olaya gelince; öncesi 4 sayılı parsel olan dava konusu 624 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... kaydı ve ...lama tutanağının incelenmesinde, parselin ölü....: ...mirasçıları adına 3.10.1968 tarihinde tespit ve tescil edildiği, daha sonra imar çalışmaları sonrasında 26.3.2009 tarihinde aynı malik adına sicil oluştuğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ilişkin ...lama tutanağının edinme sütununda ise, Mahmut kızı ölü....'nin malı olduğu, ancak kimleri mirasçı bıraktığı bilinemediğinden maliki adına tespit edildiği açıklanmıştır. Daha sonra davalı vekili anılan taşınmaz hakkında 30.3.2010 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinde hasımsız olarak açtığı davanın kabulü ile 624 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ait ... senedinde ölü olarak görünen....'nin ölü olduğu ancak mirasçıları olmadığından ....Hazinesinin(Devletin) son mirasçı olduğunun tespitine verasetin bu şekilde sübutuna karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmeksizin 5.11.2010 tarihinde kesinleşmiştir....
Dava niteliği gereği soy bağını ve miras hukukunu ilgilendirdiğinden davacının kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in ölü olması nedeniyle tebliğ edilememiştir. Öte yandan kayden bekar ve sağ görünen davalı ...'in aynı yer 46 hanede kayıtlı olan ve evli olarak ölen ... olduğu iddiası ile dava açıldığına göre mahkeme kararının .... mirasçılarına tebliğinin sağlanmasından, 2-Davalılar ..., .... ve ...'ye mahkeme kararı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; adreste bulunmama nedeni ve beyan sahibinin imzası ya da imzadan kaçındığına dair açıklamaya yer verilmemiş olduğundan mahkeme kararının adı geçenlere kanunun 21. ve tüzüğün 28.maddelerine uygun olarak tebliği ile cevap ve temyiz sürelerinin beklenmesinden, Sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı, mülkiyet değişikliğini amaçlayan tapu iptal ve tescil istemekte olup, bu tür davaların Tapu Müdürlüğü aleyhine açılamayacağı, (ölü olan) kayıt maliki görünen kişinin mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerektiği gözetildiğinde sonucu itibariyle ret kararı verilmesi doğru olduğuna göre davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının, davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nın 124’üncü maddesinde; “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....