Asliye Hukuk Mahkemesi, uyuşmazlığın katkı payı alacağına ilişkin olup aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davanın katkı payı alacağı davası olmayıp genel hükümlere dayalı alacak davası niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin eşi olan davalı ile birlikte evlilik birliği içinde kurdukları ve yarı yarıya ortak oldukları şirketin edindiği taşınmaz mal ve eklentilerinin eşi tarafından vekaletnameye dayanarak satıldığı halde bedelinin davacıya ödenmediği iddiasıyla açılan alacak davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının talebinin katkı payı alacağından kaynaklanmadığı, vekaletnamenin kötüye kullanmasından kaynaklanan alacak davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından, Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali-Tescil-Katkı Payına Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Talep, aile konutu niteliği olmayan eşe ait taşınmazın katkı payı nedeniyle yarı payının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, bu olmadığında yarı pay karşılığı katkı payı alacağına hükmedilmesine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.12.2012 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı, değer artış payı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı, değer artış payı davasının kabulüne dair ... 6....
Aynı ziynet eşyaları için bu seferde katkı payı yönünden talepte bulunulması mümkün değildir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin ziynet eşyalarıyla, evin alımına katkı yapıldığı iddiasıyla katkı payı istemine ilişkin olarak verilen ret kararı usul ve yasaya uygun olup, davacının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacı kadın, taşınmazın alımı sırasında ailesi tarafından verilen 1.000,00 TL’nin kullanılması suretiyle, taşınmazın edinilmesine katkıda bulunduğunu ileri sürmek suretiyle, katkı payı alacağı talep etmiştir. Dava konusu taşınmazın, edinilme tarihindeki değeri 10.298,81 TL olup, katkıda kullanılan 1.000,00 TL’nin tasfiyeye konu malın satın alma tarihindeki bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanarak (1.000:10.298,81=0,0971), bulunan bu katkı oranının, tasfiyeye konu malın dava tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle (43.897,61x0.0971= 4.262,46 TL), davacı eşin katkı payı alacak miktarı belirlenmiş olması da doğru olmuştur....
Mahkemece, asıl davada davacının (koca) tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, katkı payı yönünden kabulü ile 26.680 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, birleşen davada davacının (kadının); 5.000 TL katılma alacağı talebinin kabulüne karar tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, 708 ada 40 parselde kayıtlı taşınmazla ilgili talebin kabulü ile 30.000 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, fazlaya dair 82.500 TL katkı payı alacak hakkının saklı tutulmasına, bu hususta dava açmakta muhtariyetine, 370 ada 3 parselde kayıtlı 2 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın kısmen kabulüne 51.524,40 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline, 23.470,60 TL fazlaya dair katkı payı alacağının reddine, tarafların mal ayrılığı rejimine tabi olduğu 1.1.2002 tarihinden önceki dönemde gerçekleştiği ve üçüncü kişilerle ve kendi aralarında borç alacak ilişkisine yönelik davacı ...ın 12.500 Euro alacak...
Uzman bilirkişi tarafından katkı payı alacağına ilişkin yöntemine uygun olarak düzenlenmiş bir rapor da söz konusu değildir....
davacı eşin katkı oranının bulunması, 642 ada 365 parselin edinilmesinde kullanılan davalıya ait ziynetlerin satımından elde edilen miktar kişisel mal olduğundan taşınmazın dava tarihindeki değerinden düşüldükten sonra kalan miktar ile katkı payı oranı çarpılarak katkı payı alacağının tespit edilip ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir....
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve katkı payı alacağı ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 1. ...........
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Mahkemece, tasfiyeye konu 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin davacının hesabından çekilen toplu para ile katkı yaptığına yönelik kabulü yerinde ise de; davacı kadının düzenli ve sürekli olarak çalıştığı göz ardı edilerek taşınmazın edinilmesi ve banka hesabında bulunan para yönünden katkı payı alacağının hesaplanmaması doğru olmamıştır. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. Katkı payı alacağı; 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (EBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189)....