Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oluşan bu tablo karşısında suçtan zarar gören mağdur tarafın davaya açıkça katılma iradesinin mevcut olduğu kabul edilmelidir. Açıkça katılma iradesinin ve isteğinin varlığının kabul edildiği durumda ise CMK 237/2'ye göre Yargıtay aşamasında katılma kararı verilerek, temyiz istemi kabul edilebilecektir. Esasen CMK 238/2. maddesine göre mahkemece, mağdur tarafa şikayeti belirten ifade üzerine resen katılmak isteyip istemediğini sorarak katılma konusunda bir karar vermesi gerekir. Ancak bu husus yerine getirilmemiştir. Şikayetin varlığı, sanığın cezalandırılması isteği, çıkan kararın temyiz edilmesi, katılma istek ve iradesinin açıkça var olduğunu göstermektedir. Temyiz iradesi, katılma isteğinin kanun yollarında da açıkça belirtilmiş olmanın diğer bir ifade şeklidir. Katılma istek ve iradesini mutlaka ağızdan bu beyanın çıkması şeklinde yorumlamak isabetli değildir....

    Davalı ve davacı vekilinin kabule ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden katılma alacağı hesaplanmış ve dava tarihi ile ıslah tarihinden geçerli yasal faize hükmedilmiş ise de; bu husustaki değerlendirmeye katılma imkânı bulunmamaktadır. Dava; katılma alacağına ilişkin bulunduğuna göre, katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi, mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp tasfiyeye ilişkin karar tarihidir. (TMK. 232, 235/1. m.) mahkemece taşınmazın karar tarihine en yakın sürüm değeri dikkate alınarak davacının katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde bilirkişi tarafından dava tarihine göre belirlenen değer üzerinden hesaplama yapılarak katılma alacağına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Diğer yönden; TMK. nun 225.maddesine göre, evliliğin boşanma ile son bulması halinde mal rejimi dava tarihi itibariyle sona erer....

      Ancak, dava dilekçesinde dava konusu edilen ve katılma alacağı talebinde bulunulan........’de 215 ada 8 ........in 24.04.2006, 18 ada 8 ........de 11 numaralı meskenin ise 17.10.2003 tarihinde, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı adına satın alma yoluyla tapuya tescil edildikleri dosya arasındaki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin isteklerde, yanların taşınmazın alınmasına katkıda bulunmasına gerek bulunmamaktadır.Yasal nedenlerle edinilmiş mal üzerinde diğer eşin 1/2 oranında katılma alacağı söz konusudur....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadının davası ve nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı erkeğin kadının davasının kabulüne yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı kadın davasının kabulüne yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, bu hüküm yönünden davacı-karşı davalı erkeğin katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Dosya incelendi; Sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müşteki ...’in katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müştekinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, yine Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260/1. maddesi uyarınca, bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yollarının açık olduğu anlaşılmakla, yargılama aşamasındaki katılma isteği 01/03/2016 tarihli celsede reddedilen ancak sanığa isnat edilen tefecilik suçunun mağduru olduğu anlaşılan Hazine vekilinin kararın tebliği üzerine gerçekleşen...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından katılma yoluyla tazminatlar ve nafakaların miktarları, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadının yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-karşı davacı erkek, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, bu talepler yönünden davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....

              İtiraz Hakem Heyeti Kararı, katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: İtiraz Hakem Heyeti kararı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece harcın tamamlanması için çıkartılan muhtıra sonucunda davalı vekilince harç yatırılmaması nedeniyle temyiz talebinden vazgeçilmiş sayılması ile temyiz talebinin reddine dair verilen karar davalı tarafça temyiz edilmemiştir. Katılma yolu ile temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır ve ona tabidir. Asıl tarafın temyiz ettiği kararın temyizi kabil değilse (HMK m.362), karşı (kendi temyiz süresini geçirmiş olan taraf) taraf cevap dilekçesi (katılma yolu) ile hükmü temyiz edemez. Temyiz yoluna başvuranın temyiz talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın temyiz talebi de reddedilir (HMK. m.366, 348/2)....

                Ancak, kovuşturma aşamasında şikâyetten vazgeçilmesi halinde davaya katılma olanağı kalmayacak, katılma kararı verilmiş ise hükümsüz kalacaktır.” şeklindeki kararı nazara alındığında; mahkemece katılma kararı verilmesinin yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, dosya görüşüldü: 1- Suçtan doğrudan zarar görmediğinden davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmayan müşteki Sağlık Bakanlığı vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 2- Katılan ...’ın temyizine gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

                  Mahkemece sanık ve Cumhuriyet Savcısının diyecekleri sorulmadan katılma isteminin kabulüne karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmakta ise de; sanık, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının katılma kararından haberdar olmaları, katılma kararı verildikten sonra yapılan duruşmalarda hazır bulunmalarına rağmen katılma kararı konusunda bir itirazda bulunmamaları hükmü temyiz eden katılan vekilinin temyiz dilekçesinde de bu konuya ilişkin bir itirazının olmaması karşısında, nispi nitelikteki bu hukuka aykırılığın esasa etkili olduğundan söz edilemeyeceğinden, tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    rejiminin yürürlükte oluğu dönemde alınan bu evdeki katılma alacaklarına kavuşmak için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını bildirerek şimdilik 5.000,00 TL katılma payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu