nın anlatımına istinaden hakaretin karşılıklı işlendiği kabul edilerek ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur. IV. GEREKÇE Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre son celsenin usulüne uygun olarak yapıldığı ve tutanağın usulüne uygun olarak tutulduğu belirlenerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir; Ancak 1. Mahkemece, "Delillerin değerlendirilmesi ve kabul" kısmında tanık ...'nın anlatımına dayanılarak hakaretin karşılıklı olduğu kabul edilmiş ise de tanık ...'nın anlatımında ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere katılanın kendisine söylenen sözleri sanığa iade etmesinin hakaret niteliğinde olmadığı gözetilmeden hakaretin karşılıklı işlendiği kabul edilerek ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, 2. Gerekçeli karar başlığında sanık müdafiine ait kimlik bilgilerine yer verilmeyerek ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonucunda, davacı-davalı kadının davasının Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca kabulüyle, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi davalı erkeğe, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 137/1. maddesinde, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüştür. Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanundan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut da değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış;bu yasağı, ileriye dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ötelemiştir. Bu düzenleme ile davacının cevaba cevap dilekçesinde iddialarını değiştirerek ve genişleterek başlangıçta görevli olmayan mahkemeyi görevli hale getirmesi de mümkün hale gelmiştir....
TEMYİZ SEBEPLERİ Katılanın temyizinin; hükmün usul ve Yasa'ya aykırı olduğu, sanığın hakaret ettiğinin sabit olduğu, hakaret eyleminin karşılıklı olduğuna dair Mahkemece eksik incelemeyle karar verildiği, sanığa yönelik hakaret eyleminin bulunmadığı, bu nedenlerle ve re'sen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulması talebine yönelik olduğu belirlenmiştir. III....
Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. m. 137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre; görevsizlik kararı verilebilmesi için, dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m, 127/1) beklenmesi, bu süre içinde cevap verilmesi halinde cevabın davacıya tebliği, davacının süresinde cevaba cevap vermesinin beklenmesi (HMK. m. 136/1), cevap verdiğinde ise bunun diğer tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören HMK'nun 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime, ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de, davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir....
Kanunun 137. maddesinin (1.) fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında "dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine" ilişkin 115/1. madde hükmü de bu hususlarda davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir. Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanundan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut da değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, ileriye dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ötelemiştir. Bu düzenleme ile davacının cevaba cevap dilekçesinde iddialarını değiştirerek ve genişleterek başlangıçta görevli olmayan mahkemeyi görevli hale getirmesi de mümkün hale gelmiştir....
İş Kanununda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Ancak burada tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırılmış olması, işverenden geldiğinde işçinin makul yararının olması, işçinin iradesinin fesada uğratılmaması gerekir. Keza işçinin ihtirazı kayıt koyması halinde bunun bozma sözleşmesi olduğundan söz edilemez. Zira böyle bir sözleşmede karşılıklı anlaşma vardır....
Bütün bu hükümlerden, dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden ve dilekçelerin karşılıklı teatisi aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/11/2018 günü oy birliği ile karar verildi....
Dosya içeriğine göre 16.12.2008 tarihinde davacı ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesi için karşılıklı anlaşma yapılması teklifinin davalı işverenden geldiği, davalının bu anlaşma karşılığı kıdem ve ihbar tazminatı ile işçilik alacakları dışında ilave olarak dört aylık ücret tutarında işsizlik tazminatı ödemeyi teklif ettiği, davacının bu şekilde karşılıklı anlaşma sureti ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesi (ikâle) sözleşmesini imzaladığı, bunun üzerine davalı işverenin karşılıklı anlaşma sureti ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesi (ikâle) sözleşmesi uyarınca davacıya ödediği kıdem, ihbar ve işsizlik tazminatı ile ücret, yıllık ücretli izin ve ikramiye alacaklarından gelir vergisi, damga vergisi ve diğer kesintileri yaparak davacı işçiye ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren vergi sorumlusu olarak davacı vergi yükümlüsü işçi adına kanundan kaynaklanan ödevli olarak hareket etmiştir....
Somut olayda mahkemenin de tespitinde olduğu üzere; şikayete konu takip dosyasının dayanağı olan ilamın taraflara ifa yükleyen, karşılıklı edimler içeren nitelikte bir karar olduğu, takip borçlusu tarafından takip alacaklısının kendi edimini yerine getirmediği ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, davalı alacaklı tarafça edimin yerine getirildiğine ilişkin bilgi, belge sunulmadığı anlaşılmış olup; TBK. 97 maddesi gereğince karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde taraflardan birinin diğer tarafın borcunu yerine getirmesini isteyebilmesi için, kendine düşen borcu ifa etmiş ya da ifasını teklif etmiş olması zorunludur. Bu hükümden hareketle karşılıklı edimleri içeren ilamların infazında da alacaklı edimini yerine getirmeden, ilamda lehine hükmedilen karşı alacağın tahsilini borçludan talep edemez. Takip konusu olan ilam, karşılıklı edimleri içermekte olup, alacaklının takibe devam edebilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekir....