davalı tarafından yatırılan 1.094,07 TL harcın davalı - karşı davacıdan alınarak davacı - karşı davalıya ödenmesine, 5- Ziynet eşyalarının iadesi davasında davacı - karşı davalı tarafça yapılan 400 TL bilirkişi ücretinin davalı - karşı davacıdan alınarak davacı - karşı davalıya ödenmesine, 6- Ziynet eşyalarının iadesi davasında davalı - karşı davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7- Ziynet eşyalarının iadesi davasında davacı - karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.250,25 TL vekâlet ücretinin davalı - karşı davacıdan alınarak davacı - karşı davalıya verilmesine, A/3- Tarafların sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, A/4- Taraflarca peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, A/5- Davacı - karşı davalı tarafından istinaf aşamasında...
Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
eşyaları yönünden yapılan incelemede ise; davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve ziynet eşyasını götürmesine engel olunduğunu ve evde (davalı da) kaldığını ispat yükü altında olduğu, dosya kapsamında ziynet eşyalarının bozdurulduğuna dair bir tanık beyanının olmadığı, sadece tanıklardan birinin ziynet eşyalarının bozdurulduğunu davacı kadından öğrendiğini beyan ettiği, tanıkların ziynet eşyaları ile ilgili görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını, götürülmesine engel olunduğunu yahut rızası dışında davalıya verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle; kadının ziynet alacağı davasının reddine, boşanma davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı...
İstinaf Sebepleri Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen karşı davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı ile aile konutu şerhi davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Hükme karşı davacı-davalı kadın tarafından her iki dava yönünden, davalı-davacı erkek tarafından manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması, tedbir nafakası, iştirak nafakası miktarı, velayet ve ziynet alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince kadının kendi davası, kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusu kabul edilerek kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kadın yararına tazminatlara hükmedilmiş ve erkeğin manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararında, erkeğin davasında boşanma hükmü kurulduğundan bahisle, kadının davasında boşanma hükmü kurulmasına yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne kadın tarafından her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek, erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile boşanma ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; kadın tarafından, nafaka ve tazminatların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı ve erkek tarafından ise 22.05.2017 tarihli dilekçe ile her iki dava ve fer'ileri, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile vekalet ücreti yönlerinden istinaf edilmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ziynet eşyaları alındığını ve geri verilmediğini, ziynet eşyaları bakımından davanın açıkça ispatlandığını,ziynet eşyaları yönünden tüm taleplerimizin kabulü gerektiğini, bu haliyle kısmen kabulün onanmasıyla, kısmen red olunan kısım olan 8.663,00....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından tedbir nafaka davasının kabulü, ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, reddedilen tazminat talepleri, velayet, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Hüküm altına alınan ziynet alacağı miktarı 13.723,19 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'yi aşmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....
Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 1994 yılında evlendiklerini, evlilik birliği süresince davalının sorumluluk almaktan kaçındığını, evin bütün ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, bu süreçte müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak harcandığını belirterek, dava dilekçesinde sayı ve nitelikleri sıralanan ziynetlerin karşılığı olarak şimdilik 1.000 TL nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise dava konusu ziynetlerin kredi kartı borçları için bozdurularak harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava konusu ziynetlerin aynen iadesi, olmadığı takdirde karşılığı olan toplam 1.041 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet alacağı davasında davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır....
Mahkemece, davacı-davalı kadın, davaya konu edilen ziynetlerin davalı-davacı erkek yedinde kaldığını ispat etmek durumunda olduğu, kadının dosyaya herhangi bir delil sunmadığı ve dinlenen tanık beyanlarından da ziynet eşyalarının davalı-davacı erkekte olduğunun ispatlanamamış olduğu, bu haliyle davacı-davalı tarafın ziynet bedeline ilişkin talebini kanıtlayıcı delilinin bulunmaması sonucu davacı-davalı tarafın ziynet bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle dava reddedilmiştir. Davacı-davalı kadın, dava dilekçesinde tanık deliline ve erkeğin mal bildirimi belgesine dayanmıştır. Davalı-davacı erkeğin davaya konu ziynet eşyalarının miktarına itiraz ettiği, buna karşılık miktar olarak ihtilaflı olmayan ziynet eşyalarının ise bir kısmının gidilen düğünlerde takıldığı bir kısmının ise bozdurularak sağlık giderlerine harcındığını ileri sürmüş, ancak bunların davacı-davalı kadının açık rızası ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispatlayamamıştır....