Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....

    Ancak somut olayımızda, davacı tarafından taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş ise de tarafların boşanma davası sırasında boşanmanın tüm sonuçları ve mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, ayrıca ön bürodan mevcut olan evin satışında 1/2'sinin taraflara paylaşılmasını istediklerine dair dilekçelerini dosyaya sundukları, tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaşmaları, bu konuda protokol düzenlemeleri ve mahkemeden paylaşma konusunda birlikte talepte bulunmaları göz önüne alındığında artık mal rejiminin tasfiyesini talep etmelerinin mümkün olmadığı, ancak protokol hükümlerine dayalı olarak varsa haklarını ileri sürebilecekleri, zaten davalı tarafından taşınmazın satışından kalan paradan 10.000,00 TL'nin davacıya ödendiğinin bildirildiği, davacı tarafça da taşınmazın yarı yarıya paylaşılacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık olmadığının bildirildiği anlaşılmakla sonuç olarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır, Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir....

      Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 22/08/2007 tarihinde evlenmiş, 09/11/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır ( TMK 179 m)....

      DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve ev ile araç hakkında mal rejiminin tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kocanın ev ile araca yönelik istemi boşanmanın eki niteliğinde (TMK.md.174) olmayıp, mal rejiminin tasfiyesine yöneliktir. Boşanma kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden bu talepler incelenebilir hale gelmiştir. Delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....

        Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, olmadığı takdirde TMK'nun 226.maddesi uyarınca tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

          HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince; "tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde katkı payı talep etmediklerin tasdik etmeleri, duruşma sırasında eşya ve mal varlığına ilişkin hiçbir mal ve alacak talep etmediklerini beyan etmeleri anlaşmalı boşanma sırasında mal rejiminin tasfiyesinde geleceğe yönelik bir anlaşma yapıldığını göstermektedir. Aynı zamanda tarafların kesinleşen anlaşmalı boşanma davasının 2 numaralı bendinde tarafların karşılıklı olarak katkı payı alacağı talep etmedikleri belirtilmiş ve bu karar kesinlişmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 23.02.2012 gün ve 729/108 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde alacak isteğine ilişkin olarak görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; Mahkemece, 4721 sayılı TMK'nun 178. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi kaçırıldıktan sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu