Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, eşler arasındaki mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi halinde, üçüncü kişi olan alacaklı hakkını alabilmek için dava açabilecektir. Somut olayda, davacı banka, eşlere karşı açtığı davada, boşanma nedeniyle davalı kadının, diğer davalı erkekten hak ettiği edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağının, davalı erkekten tahsilini, bu alacağın tahsil edilebilmesini teminen İİK 283/1 maddesi gereği davaya konu menkul ve gayrimenkullerin haciz ve satışına karar verilmesini talep etmiştir....

    Tarafların 22.10.1998 tarihinde evlendikleri, 02.02.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 10.03.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği, 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 02.02.2005 tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejiminin TMK'nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, TMK'nun 222.maddesi son fıkrası hükmüne göre, bir eşin 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği bütün malların aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği...

      Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 13.02.1997 tarihinde evlendikleri, 28.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 28.04.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu görülmüştür. 4721 sayılı TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağına, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları tartışmasızdır. Öncelikle, dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemelerce doğrudan doğruya (resen) gözönünde tutulur. Dosya arasında delil olarak bulunan,......

        Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Eşler, 19.06.2003 tarihinde evlenmiş, 06.05.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının .//.. açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....

          Hukuk Dairesince mal rejiminin tasfiyesi davasında ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf incelemesi yapıldığı ancak istinaf incelemesinden sonra mal rejimi davasının boşanma davasından tefrik edilerek iş bu dosyaya sadece boşanma ve ferileri yönünden devam edildiği, yapılan yargılama sonucunda da, boşanma ve ferileri yönünden karar verilmesi üzerine, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğu, bu bakımdan dosyada boşanma ve ferileri yönünden yapılan istinaf incelemesinin olmadığı, başka bir ifade ile iş bu dosyada yargı çevresinin değiştirilmesinden önce eldeki dava yönünden yapılmış bir istinaf incelemesinin bulunmadığı, bu durumda nihai karar tarihi itibariyle ... Bölge Adliye Mahkemesinin faaliyete geçtiği, bu davanın istinaf incelemesini yapma görevinin ......

            Yasanın tanıdığı ve kabul ettiği evlenme şekli dışında gerçekleşen birliktelikler ne ad altında olursa olsun, evlilik olarak değerlendirilemez. Medeni Kanunun, evlilik saymadığı birliktelikler sırasında edinilen mallara yönelik olarak da, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurallara ve değerlendirmelere dayanılarak katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı talebinde bulunulamaz. Mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebilmesi için, malvarlığının mal rejiminin devamı süresince edinilmiş olması veya evlilik öncesi edinmekle birlikte ödemelerinin tamamının ya da bir kısmının mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması gerekir. Buna göre, önceden edinilen malvarlığının, mal rejiminin içine sarkan ödemesinin bulunmaması durumunda eşler arasındaki uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesi kurallarına göre değil, Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturulur....

              MAL REJİMİNİN TASFİYESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 212 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 214 ] 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 30 ] 492 S. HARÇLAR KANUNU [ Madde 32 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm mal rejimi tasfiyesi, nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın tüm, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçük Egemen için takdir edilen İştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

                gerektiğini, davalı adına kayıtlı 34 XX 141 plakalı aracın yarı hissesinin müvekkiline ait olduğunu ileri sürmek suretiyle, mal rejiminin tasfiyesine, müvekkili adına kayıtlı İzmir ili, Hatay-Üçkuyular’da bulunan evin mal rejiminin tasfiyesi sırasında, tazminata esas olmak üzere müvekkiline bırakılmasına, 34 XX 141 plakalı aracın müvekkili adına tesciline, zina sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep ve dava etmiştir (Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep, 19.10.2012 tarihinde boşanma davasından tefrik edilmiştir.)...

                Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). 1- Davacı tarafça dava dilekçesinde ve ilerleyen yargılama aşamalarında mal rejiminin tasfiyesi sonucunda ayın isteğinde bulunulmuştur. Mahkemece bu tür davalarda ayın istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Bu nedenlerle tarafların boşanma davasından vazgeçmeleri nedeniyle davacı avukatın sadece maktu vekalet ücreti talep edebileceği ve boşanma ile birlikte talep edilen maddi ve manevi tazminat ve nafaka istemlerinin ise, boşanma talebine bağlı fer’i nitelikteki talepler olup,harca tabi olmadığı gibi, vekalet ücreti yönünden de dikkate alınamayacağı,feragat ile sonuçlanan katılma alacağı davasında ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, Mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu