Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava konusu edilen.........plakalı araç 25.09.2006 tarihinde satın alınıp, 27.09.2006 tarihinde davalı adına trafiğe tescil olmuştur. Dava konusu itibariyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteğine ilişkindir. Katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK'nun 229) ve denkleştirmeden (TMK'nun 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malların (TMK'nun 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçları çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinde (TMK'nun 231) diğer eşin alacak hakkıdır....

    Öte yandan; tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Davada, davacı tarafından boşanma davasından bağımsız olarak liste halinde bildirilen ev eşyalarının bedellerinin davalı boşandığı eski eşten tahsili istendiğine, mal rejiminin tasfiyesi veya değer artış payına yönelik bir istekte bulunulmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Anayasa'nın 141/3. maddesi "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir....

      Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu 45168 ada 5 parselde 3 numaralı mesken nitelikli taşınmaz taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde 03.06.2009 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiştir.TMK.219.maddesinin 2.fıkrasında edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır....

        Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemden sonraya sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

          Aile Mahkemesinin 2019/852 Esas, 2019/1040 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamında mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili hüküm bulunmadığı gibi, boşanma ilamına dayanak yapılan taraflar arasında düzenlenen 13.12.2019 tarihli protokolde de "tarafların birbirlerinden mal vs. talebinin bulunmadığının" yazılı olduğu, mal rejiminden kaynaklanan isteklerin boşanmanın eki niteliğinde istekler olmadığından anlaşma ya da protokol, mal rejimlerini de kapsıyor ise bu taktirde taşınır ve taşınmaz mal niteliğinde bulunan katkı payı ya da artık değere konu olan bu tür eşyaların açık bir biçimde tek tek, bentler halinde protokolde yer alması gerektiği, taraflar arasında düzenlenen 13.12.2019 tarihli boşanma protokolünde dava konusu taşınmaz ve araca yönelik herhangi bir açık ibare bulunmadığı, sadece, "mal vs. talepleri yoktur" ibaresinin yer aldığı, Yargıtayın yerleşik uygulamaları uyarınca mal tabirinin tüm taşınır ve taşınmazları kapsadığını kabul etmenin, mal rejimi...

            Aile Mahkemesinin 2012/22 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan mal rejiminin tasfiyesi dava dosyasının incelenmesinde taraflar arasında geçerli olan mal rejiminin 4721 sayılı Kanun'un 244 üncü ve devamı maddeleri uyarınca paylaşmalı mal ayrılığı hükümlerine göre olmadığı, taraflar arasında paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin uygulanmadığının sabit olması karşısında 4721 sayılı Kanun'un 254 üncü maddesi uyarınca bir hak iddia edilemeyeceği ve yine bir an için 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinin uygulanmasının gerekebileceği düşünülmüş ise de, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölüm ile değil, boşanma ile sona ermiş olması karşısında taraf delillerinin toplanmasına gerek kalmaksızın açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

              Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tarafların 01.03.2003 tarihinde evlendikleri, 05.02.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 06.02.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliğinin son bulduğu, TMK'nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacakları, eşler arasındaki mal rejiminin TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği anlaşılmaktadır....

                Dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre ve davacı vekilinin 11.07.2013 tarihli celsede belirtmiş olduğu beyanından taraflar arasındaki boşanma davasının retle sonuçlandığı ancak henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkin davaların sonuçlandırılabilmesi için taraflar arasındaki evlilik birliğinin sona ermesi gerekmektedir (TMK'nın 225. maddesi). Tarafların evliliği hukuken devam etmekle birlikte, davacı vekili.. Aile Mahkemesi'nin 2012/845 Esasında kayıtlı taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini bildirmiştir. Dava açıldığı sırada sona ermiş bir evlilik mevcut değil ise de bu durum açılmış bulunan boşanma davasının sonucunun beklenmesine engel değildir. (H.G.K 2012/8-268 Esas-2012/420 Karar). Bu kapsamda, T.C. Anayasası'nın 141. maddesinin son fıkrası ve HMK'nın 30. (HUMK.nın 77.md) hükümlerine göre; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir....

                  UYAP Entegrasyonu