, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir....
Dava, yükleniciden düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile konut alımı sebebiyle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir. Somut olayda, davalılardan Aslı Kurtoğlu yüklenici, diğer davalı Serkan Demirdağ ise arsa sahibidir. Davacı taraf eldeki dava ile, her iki davalıya karşı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ikinci kademede müştereken ve müteselsilen her iki davalıdan bedelin iadesi talebiyle eldeki davayı açmıştır. Yükleniciden konut alımı sebebiyle alıcının açtığı bedel iadesi talebi yönünden yüklenici ile alıcı arasında yapılan sözleşmenin tarafı olmayan ve bu sözleşmeye ilişkin sorumluluğu üstlendiği kesin olarak ispat edilemeyen Arsa Sahibi'nin bedel iadesi talebi yönünden sorumlu olmadığına dair Yargıtay 3. HD'nin 28/06/2021 gün ve 2020/6273 E.-2021/7467 K. sayılı onama kararı ile benzer mahiyette bulunan Yargıtay 13....
Mahkemece, sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olduğunu, tesislerde 15.7.2007 ile 22.7.2007 arasında kalan davacının süresi içinde 25.7.2007 tarihinde cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, sözleşmenin davalının Kuşadası şubesinde tanzim ve imza edildiğini belirtmiş olup, sözleşmenin içeriğinde de davalı şirketin işyerindeki satış mekanında düzenlendiği ve davacının tesisleri gezerek gördüğü ve isteği ile sözleşmeyi imzaladığı anlaşılmaktadır. Davacı her ne kadar iki odalı daire vaat edildiğini iddia etmiş ise de sözleşmede dairenin iki odalı olacağına dair bir kararlaştırmanın bulunmadığı, iki kişilik yatak bulunmasının kararlaştırıldığı sözleşme içeriği ile sabittir. Sözleşmenin bu hali ile değerlendirildiğinde kapıdan satış niteliğinde olmadığının kabulü zorunludur. Dava da, davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ispat edilememiştir....
Bu durumda mahkemece davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesi ile kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı ve devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karara verilmesi gerekir. Ayrıca mahkemece, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın Yalova İlinde yer aldığı da gözetilmesi gerekir....
Bu doğrultuda oluşturulan yargısal kararlarla, devre tatil sözleşmelerinin ülkemizde tezahürünün çoğunlukla önceden herhangi bir mutabakat olmaksızın toplantılı grup satışları, tanıtım broşürü üzerinden pazarlama şeklinde ortaya çıktığı da göz önünde bulundurularak devre tatil sözleşmesini imzalayan tüketicinin cayma hakkı yönünden kapıdan satışla ilgili mevzuat hükümlerinden faydalanması imkânı sağlanmıştır. 27. Kapıdan satış sözleşmeleri ise 4077 sayılı Kanun’un 4822 sayılı Kanun ile değişik 8’inci maddesinde düzenlenmiş olup bu madde hükmüne göre; “Kapıdan satış; iş yeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında yapılan satımlardır. Bakanlık, kapıdan satış yapacaklarda aranılacak nitelikleri, bu Kanuna tabi olan ve olmayan kapıdan satışları ve kapıdan satışlara ilişkin uygulama usul ve esaslarını belirler....
KARAR Davacı, 17.2.2010 tarihinde davalı şirketin satış elemanından, kapıdan satış sureti ile 1.600,00 TL bedelle temizlik robotu satın aldığını, sözleşmenin kapıdan satışlara ilişkin uygulama usul ve esasları hakkındaki yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmediğini, sözleşme sırasında kredi kartı ödeme formu düzenlettirilerek henüz cayma süresi dolmadan borçlandırıldığını, servis hizmetlerinin yerine getirilmediğini, sözleşmenin düzenlenmesinden kısa bir süre sonra davalı firma çalışanlarının, sözleşme ile cihazın seri numarasının yazılı bulunduğu kağıdı da ibraz etmek suretiyle ürünün kontrol amacıyla firmaya götürülmesi gerektiğini bildirerek, ürünü alıp götürdüklerini, dolandırıldığını anlaması üzerine ......
kapıdan satış sözleşmesi olduğu hususu dikkate alınarak müvekkilin devretatil hakkını sözleşmeye uygun kullanımı olmadığı da gözetilerek devretatil sözleşmesinin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkeme Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 6. Tüketici ve Yalova 3....
GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir. Mahkemece; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin zorunlu şekli şartına uyulmamış olması nedeniyle geçersiz olduğu, tarafların geçersiz sözleşme uyarınca elde ettikleri edinimleri sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iade etmesi gerektiği kanaatiyle; Davanın Kısmen Kabulüne, 67.463,18 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir....
Dosyada her ne kadar 05.03.2002 ödeme günlü, alacaklısı davacı, borçlusu davalı ... ve kefili diğer davalı ... olan adi senet mevcutsa da, bu senedin 05.03.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin teminatı amaçlı düzenlendiği anlaşılmaktadır. 05.03.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde ise, satış bedeli her ne kadar 20.000USD görünmekte ise de davacı tarafından devlete olan 10.000USD borcun üstlenildiği ve davalı ...'ya yalnızca 10.000USD ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya kazandırılan Düzce Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nün 14.06.2013 tarihli cevabi yazısında, davaya konu konut ile ilgili devlete henüz bir ödeme yapılmamış olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davacı, ödediği bedelin iadesini istediğine göre davalıya ödediği bedelin 10.000USD olduğu kabul edilerek, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, aksi düşüncelerle ve yazılı gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....