WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; -Taşınmaz üzerinden geçen davaya konu ENH'ye ilişkin daha önce acele el koyma kararı verilmiş ve acele el koyma bedeli bankaya bloke edilmiştir. Bu duruma göre davaya konu tazminat bedeli, acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra geriye kalan miktar olup, acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktara yasal faiz yürütülmesi durumunda davacı taraf yararına haksız kazanç sağlanmış olacaktır. Bu itibarla, tazminatın acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra geriye kalan miktar olarak belirtilmesi ve bu miktara yasal faiz işletilmesi gerekirken, davalı aleyhine fazladan faiz ödemeyi sonuçlayacak şekilde hüküm kurulması ve buna bağlı olarak karar ve ilam harcının da hatalı hesaplanması (yerel mahkemece acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır) usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

idari yargıda dava açma tarihi olan 26.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre geçtikten sonra 09.02.2016 tarihinde dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup, Her ne kadar, 14.10.2003-01.06.2005 tarihleri arasındaki el koyma işlemi hakkında, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın reddine, 01.06.2005 - 22.07.2009 tarihleri arasındaki el koyma işlemi hakkındaki ise, el koymaya esas dosyada yapılan yargılama sonunda sanıklar hakkında 11.09.2007 tarihinde verilen hükmün 19.09.2007 tarihinde kesinleştiği ve davanın CMK’nın 142/1. maddesinde 1 yıllık süre geçtikten sonra 09.02.2016 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

    Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/473 D.İş sayılı kararı ile 02.04.2009 tarihinde davacıya ait İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında kayıtlı iki farklı hissesine el koyma kararı verildiği, davacı hakkında ceza davası açılmadığı, el koyma kararının 07.08.2009 tarihinde Şişli 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldığı, Şişli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin kapatılması ile dosyanın İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesine devredildiği, bu mahkemenin 2009/1008 E. - 2014/539 sayılı karar ile tüm sanıkların beraatine karar verildiği, dosyada davacı ...'...

      Bu durumda, ortada geçerli bir kamulaştırma kararı bulunmadığına göre idarenin el koymasının hukuki dayanağı kalmamıştır. Mahkemece, diğer dava konusu taşınmaz olan 334 parselle ilgili acele el koyma ve kamulaştırma bedel tespiti dosyaları da getirtildikten sonra davanın esası incelenerek el koyma sebebiyle davacının uğradığı ecrimisil zararının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak.... parsel sayılı taşınmaza davalı idarenin haksız müdahalesinin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Köyü 159 ada 61 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istenilmiş; mahkemece 1993 ve 1998 yıllarında el atıldığı ve zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacıya ait taşınmaza davalı idarece 1993 ve 1998 li yıllarda fiilen el koyulmuştur....

            Şöyle ki; 1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dava konusu taşınmaz hakkında Kamulaştırma Kanununu 27.maddesi uyarınca açılan acele el koyma dosyasında m² birimi değeri 31,94 TL belirlenerek toplam 61.954,82 TL taşınmaz değeri tespit edildiği, Kamulaştırma Kanununu 10.maddesi gereği bedel tespit-tescil davası açılmadan önce idare tarafından hazırlanan kıymet takdir raporunda ise m² birim değeri 32,00 TL belirlenerek 29.067,64 TL bedel takdir edildiği, 01/07/2014 tarihli celsede davalıların "biz acele el koyma dosyasında tespit edilen bedeli kabul ediyoruz" şeklinde beyanda bulundukları gerekçesiyle, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan acele el koyma dosyasında tespit edilen bedel esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

              Dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği , Bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, 5. Hukuk Dairesinin 07.06.2016 gün ve 2015/22255 Esas 2016/11409 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, kamulaştırmasız el atma davası yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

                Dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve 17.06.2011 tarihinde mahkemece el koyma kararı verildiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu durumda haksız el atmasından bahsedilemeyeceğinden ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği , Bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, 5. Hukuk Dairesinin 07.06.2016 gün ve 2015/23609 Esas 2016/11408 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Dava ve birleştirilen dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, kamulaştırmasız el atma davası yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

                  Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla yargılama sırasında acele el koyma kararı verildiğinden, acele el koyma kararıyla tespit edilen bedel davalılar adına bankaya yatırıldığına göre bu miktara dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden tarihten acele el koyma kararının davalılara tebliğ edildiği tarihe kadar, acele el koyma bedeli ile mahkemece hükmedilen bedel arasındaki fark bedele...

                    UYAP Entegrasyonu