WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/148 E. - 2018/101 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, davalı idare vekilince yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm; davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinin incelenmesinde açılan davanın fiilen el atma mı, hukuken el atma mı olduğunun anlaşılamadığını, hukuken el atmaya dayalı tazminat davası açılmış ise idari yargının görevli olduğunu, dava konusu parselin cephe aldığı yolların anayol listesinde yer almaması halinde müvekkili açısından davanın husumet yokuğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, uzlaşma dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, davacıların iskân ruhastı alırken inşaat istikamet rölevesi gereğince yola terk ettikleri parsel kısmının da tespiti gerektiğini, el atmanın bulunması halinde bunun %40'lık DOP kesintisi içerisinde bulunması halinde tazminat hakkının olamayacağını, Borçlar Kanunu uyarınca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, kamulaştırmasız el atma nedeniyle artakalan kısmını değer kazandığını, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca tüm kat maliklerinin oybirliği gerektiğini, davacı tarafın el atma tarihini kanıtlaması gerektiğini...

    Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

    T4 Dava : Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle Tazminat Yukarıda yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; Tarafların iddia ve savunmalarının özeti: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Bursa ili, Nilüfer İlçesi, Yolçatı Mahallesi Parsel: 181 Pde kayıtlı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını, el koymanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, Dava konusu taşınmazla ilgili davalı idare aleyhine Bursa 8....

    Şöyle ki; 1- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın bedelinin 301.096,00-TL belirlendiği ve davacı vekili tarafından bozma ilamları öncesi verilen 2.10.2012 tarihinde harçlandırılan ilk ıslah dilekçesi ile asıl ve birleştirilen davalar bakımından toplam kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat bedelinin 244.000,00-TL'ye artırıldığı gözetildiğinde, davacıların muris Ali Canavarcı'ya ait ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/46 Esas sayılı vereset ilamı doğrultusunda hesaplanan hisselerine göre; asıl dava bakımından 5.758,66-TL kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat bedelinin davacı ...'...

      Taşınmaz mal maliki idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza el atması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak yerin kamulaştırılması istenildikten sonra, dava tarihinde bu yerin mülkiyetini idareye devir etmeye razı olduğundan, kamulaştırmasız el atma dava tarihinden sonraki dönem için hem ecrimisil hem de faiz istenemez....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2022 NUMARASI : 2022/80 ESAS - 2022/219 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu dava konusu Edirne ili, Merkez ilçesi, Kazanova/Vişnelik mahallesinde kain, 1114 ada, 65 parsel sayılı taşınmazın Halkalı-Kapıkule Demiryolu Projesi kapsamında kaldığını, taşınmaz hakkında kamulaştırma kararı verildiğini, taşınmazın acele kamulaştırma bedelinin tespiti ve acele el koyma kararı verilmesi talebiyle Edirne 1....

        CEVAP Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığından kamulaştırmasız el atma davasının hukuki şartlarının oluşmadığını, İdarenin, mahkemece verilen bir tescil kararına (acele el koyma kararına vs.) istinaden el atmasının hukuka uygun bir el atma olduğunu, ancak idare tarafından kamulaştırma işlemleri tamamlanmadan veya işlemlere hiç başlanmadan taşınmazlara el atılmasının, kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiğini, kamulaştırmasız el atma davasında hukuken geçerli şartlar oluşmadığından haksız davanın reddinin gerektiğini, acele kamulaştırma nedeniyle el koyma davalarında taşınmaz değer tespitine yapılacak itirazların değerlendirilmesi ve taşınmazların bedellerinin yeniden hesaplanmasının mümkün olmadığını, bu hususun müvekkili idare tarafından açılacak bedel tespit ve tescil davasının konusunu oluşturduğunu, acele elkoyma davasından sonra tazminat davası açılabilmesi için aranan makul sürenin dolmadığını...

          Bu andan itibaren kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalar olduğu yerde durur ve idarenin aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca, kamulaştırmanın her aşamasında tek taraflı olarak kamulaştırmadan vazgeçebileceği düşünüldüğünde, daha önce açılan kamulaştırmasız el koyma davalarının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının sonucunu beklemesi gerekir. Zira dava sonucunda bedel tespit edilip ve malike ödenmesi ve tapunun da idareye geçmesi ile kamulaştırmasız el koyma davasının hukuken konusu kalmamış olur. Somut olayda; dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin kamu yararı kararının 08.03.2013 tarihinde alındığı, 2942 sayılı Kanunun 7. Maddesi kapsamında taşınmazın tapu kaydına 02.09.2015 tarihinde şerh konulduğu ve taşınmaza davalı idare tarafından yapılan tesisin geçici kabulünün 16.09.2015 tarihinde yapıldığı da görülmekle davalının taşınmaza fiilen de el attığı ancak iş bu davanın açıldığı 09.03.2017 tarihine kadar 2942 sayılı Kanunun 10....

          Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

          UYAP Entegrasyonu