Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; birleşen dosya davacıları çekişme konusu bölümün kendilerine ait olduğunu, ancak davacı-davalı ...Belediyesi tarafından bu yer üzerine parke taşları döşenerek yol olarak kullanıldığını ileri sürerek, taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle tazminat talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle davacılar lehine 24.534,00 TL tazminata hükmedilmiş ise de, söz konusu tazminat miktarının ne şekilde hesaplandığı anlaşılamadığından, hüküm bu haliyle denetime elverişli bulunmamaktadır....

    Anayasanın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasanın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu açıklamadan sonra somut olayın incelenmesinde; ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin derecattan geçmek suretiyle 15.07.2011 tarihinde kesinleşen, 15.09.2010 tarih ve 2010/30 E., 2010/361 K. sayılı kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat ilamına dayalı olarak, 13.09.2011 tarihinde borçlu ... hakkında ilamlı takip yapıldığı, ilamın hüküm fıkrasında; "531.110,00 TL sinin davalı ...(ndan) ... dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı ... ......

      Bu durumda dava tarihinden önce sona eren geçici el atma gözetildiğinde mahkemece kamulaştırmasız el atma nedeni ile taşınmaz bedeline ve bunun karşılığında da el atılan kısmın tapusunun iptali ile mülkiyetin idare adına tesciline karar verilmemiş olmasında, kısaca davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı orman idaresi vekilinin reddedilen kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemi bakımından vekalet ücreti takdir edilmediğine yönelik istinaf sebebine gelince; yargılama sırasında davacı vekili tarafından sunulan 25.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil isteği yönünden dava değerini toplam 3.689,39 TL, kamulaştırmasız el atma tazminatı istemi yönünden dava değerini toplam 16.125,35 TL olarak ıslah ederek buna ilişkin ıslah harcının da aynı tarihli makbuzla yatırdığı görülmektedir....

      Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi gerektiğinden nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi doğrudur....

      Ancak bu davalarda, tazminat olarak hükmedilecek olan taşınmazın değeri, dava tarihi itibarıyla belirlendiğinden bedelin tamamına da dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti de yerindedir....

      Ancak bu davalarda, tazminat olarak hükmedilecek olan taşınmazın değeri, dava tarihi itibarıyla belirlendiğinden bedelin tamamına da dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti de yerindedir....

      Ancak bu davalarda, tazminat olarak hükmedilecek olan taşınmazın değeri, dava tarihi itibarıyla belirlendiğinden bedelin tamamına da dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücreti de yerindedir....

      /122 Karar numaralı ilamı gereğince ilk dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınması gerektiğini fazlaya İlişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile yukarıda açıklanan nedenlerle kamulaştırmasız el atma nedeni ile her bir davacı için 6.686,15 |TL olmak üzere 13.372,30 TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      HÜKÜM/: 1- Taraf vekillerinin ecrimisil tazminatı yönünden istinaf başvurusunun HMK' nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2- Taraf vekillerinin kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden istinaf başvurusunun HMK' nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3- Davalı Tedaş vekili tarafından istinaf aşamasında ileri sürülen ihtiyati tedbir talebinin, davanın kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemine ilişkin olması, HMK’nın 125. Maddesi ve İİK’nın 28....

      Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....

        UYAP Entegrasyonu