sinin 14/09/2021 tarih ve 2021/1975- 9690 Esas ve Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi "...Bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen ... İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
CEVAP Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idare tarafından dava konusu taşınmazlara fiilen el atılmadığından kamulaştırmasız el atma davasının hukuki şartlarının oluşmadığını, İdarenin, mahkemece verilen bir tescil kararına (acele el koyma kararına vs.) istinaden el atmasının hukuka uygun bir el atma olduğunu, ancak idare tarafından kamulaştırma işlemleri tamamlanmadan veya işlemlere hiç başlanmadan taşınmazlara el atılmasının, kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiğini, kamulaştırmasız el atma davasında hukuken geçerli şartlar oluşmadığından haksız davanın reddinin gerektiğini, acele kamulaştırma nedeniyle el koyma davalarında taşınmaz değer tespitine yapılacak itirazların değerlendirilmesi ve taşınmazların bedellerinin yeniden hesaplanmasının mümkün olmadığını, bu hususun müvekkili idare tarafından açılacak bedel tespit ve tescil davasının konusunu oluşturduğunu, acele elkoyma davasından sonra tazminat davası açılabilmesi için aranan makul sürenin dolmadığını...
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Hukuk Dairesince ecrimisile yönelik olarak kararın kesin olması nedeniyle HMK’nun 352. maddesi gereğince ecrimisil yönünden usulden reddine, kamulaştırmasız el koyma bedeline yönelik itirazlar yönünden HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun ise kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/3. maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 72.070,00-TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu nedenle davacılar ..., ..., ......
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; asıl dava bakımından; arsa niteliğindeki Rize ili Merkez ilçesi Kavaklı Mahallesi 754 ada 7 ve 754 ada 8 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine, aynı davacılar tarafından dava konusu taşınmazlar için açılan ve asıl dosya ile birleştirilen kamulaştırmasız el koymanedeniyle tazminat davaları bakımından ise asıl dosyada kamulaştırma bedeline hükmedildiğinden, konusuz kalan kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ,ecrimisil talepleri bakımından ise davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6....
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı idare vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde özetle; -Gaziantep İli, Karkamış ilçesi, Soylu Mah. 208 ada 21 parsel nolu taşınmazda malik olan davacının taşınmazına İdaremiz tarafından acele kamulaştırma sonrası makul sürede dava açılmaması sebebiyle el atıldığı iddiasıyla görülen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası dava usûl ve yasaya aykırı olup reddedilmesi gerektiği, -Dava konusu taşınmaza ilişkin idarenin Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi uyarınca acele el koyma talep ettiği ve taşınmaz için Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2017/222 D. İş....
Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır. 16/11/2022 tarihinde kabul edilen 7421 sayılı kanunun 3. Maddesiyle 04/11/1983 tarihli 2942 sayılı kamulaştırma kanunun ek 1. Maddesinin 1. Fıkrasına "Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar adli yargıda görülür." hükmünün eklediği, kanunun 25/11/2022 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girildiği, gözönüne alındığında hukuki el atmalardan kaynaklı kamulaştırmasız el atma tazminat davalarına bakmak Adli Yargının görevidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2021 NUMARASI : 2020/284 ESAS 2021/86 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tapuda davacı adına kayıtlı Sakarya İli Adapazarı İlçesi Karakamış Mahallesi 4249 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1.000,50 m² kısmının Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı bağlantı yollarından oluşan proje güzehgahı kapsamında Bakanlar Kurulu kararı ile kamulaştırıldığını, Sakarya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/162 D.İş ve 2019/22 D.İş Karar sayısında acele el koyma kararı verildiği halde makul süre kabul edilen 6 ay içinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının açılmadığını ve kamulaştırmasız el atma halinin oluştuğunu, acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin davacının banka hesabına yatırıldığını, davalı kuruma başvurdukları halde herhangi bir cevap verilmediğini, dava konusu taşınmazın özellikleri itibarıyla acele el koyma kararına...
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nın 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....