Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında verilen kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir. Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan dava sonunda verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
TTK nun 50.6102 sayılı TTK'nun 50.maddesine göre "usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir. " TTK nun 52(1)maddesine göre ticaret ünvanı ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi bunun tesbitini ,yasaklanmasını ,haksız kullanılan ticaret ünvanı tescil edilmişse kanuna uygun şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ,..ve zarar varsa ,kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilecektir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ticaret ünvanları hakkında tebliğin 5. Maddesi ile; (1) Bir ticaret unvanı, Türkiye'nin herhangi bir sicil müdürlüğüne dahi önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olan ek yapılmadan tescil edilemeyeecği düzenlenmiştir....
Davacıların tacir olmadıkları dosya kapsamına göre sabit görüldüğünden, davanın genel görevli mahkeme olan "Asliye Hukuk Mahkemeleri" nezdinde görülmesi gerekmekle mahkememizin görevli olmadığına ve dosyanın olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle kesinleşmesinin akabinde re'sen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı 37. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava; yolsuz tescil nedeni ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Somut olayda dava; " sahte senede dayalı başlatılan icra takibi nede niyle borçlu olmadığının tesbiti ve yapılan icra satışının yolsuzluğuna dayalı tapu iptali tescil davasıdır....
adına kayıtlı ... ve ... tescil numaralı markaların dava sonuna kadar 3....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma işlemlerinin kesinleştiği ileri sürülerek Kamulaştırma Kanunu 17.maddesi uyarınca davalının 8/72 hissesinin iptali ile idare adına tescil istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 2942 sayılı Kanunun 17. maddesine göre, kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilebilmesi için, öncelikle kamulaştırma kararının ve diğer ilgili belgelerin malike yöntemince tebliğ edilmesi, tebliğ edilen kamulaştırma işlemine karşı malikin süresinde idari ve adli yargıya başvurmamış veya bu konuda açılan davalar kesin olarak sonuçlanmış olmasına karşın, tapuda ferağ vermediği taktirde; idare, takdir edilen ve dava açılmış olması halinde artırılan kamulaştırma bedeli ile fer'ilerinin tamamını hak sahibi adına ulusal bankalardan birine yatırarak makbuzunu ilgili belge...
Gerekçe ve Sonuç Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/738 Esas, 2020/412 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 1998 yılında kapanan kadastral yollar nedeniyle idari yoldan tapu siciline tescil edildikleri, taşınmazların tapuya ilk tescil edildikleri tarihte davacı ... sınırları içerisinde oldukları, ancak sahte belgeler ile dava dışı, kapanan Çalkaya Belediyesi adına tescil edildikleri, daha sonra DHMİ tarafından Antalya Havalimanı 3. Pist Kamulaştırma sahası kapsamında kamulaştırılmak suretiyle mülkiyetinin davalı DHMİ’ye geçtiği ve tapuya tescil edildiği, taraflar arasında görülen Antalya 6....
diğer davalı ...’a satış yoluyla devredildiği, her ne kadar davacılar tarafından tapu iptali talep edilmiş ise de satış işlemlerinin yapıldığı tarih ve dinlenen tanıkların beyanları dikkate alındığında davaya konu taşınmazların davacı şirketin rızası ve bilgisi dahilinde davalılar adına tescil edildiğinin kabulü gerektiği, bu kapsamda davacının iyiniyet ve bilgisizlik iddiasının TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, diğer taraftan davacı ... tapu iptal ve tescil talebini satış vaadi sözleşmesine dayandırmasına rağmen sözleşmede ...’a bağımsız bölümün devrinin öngörülmediği gibi davacı yüklenici şirkete anılan sözleşme gereğince devri gereken dava konusu taşınmazların şirketin rızası ve bilgisi dahilinde davalılar adına devredildiği, bu konudaki davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin de açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kamulaştırma Kanununun 3. maddesi uyarınca, kamulaştırmayı yapan idarenin, kamulaştırma bedelini nakden ve peşin olarak ödemesi gerekir. Bu itibarla kamulaştırmayı yapan idarenin kamulaştırma işleminin tebliğ tarihinde, çekişmesiz bedelin tamamını mal sahibi adına kayıtsız ve şartsız olarak milli bankalardan birine bloke etmiş olması gerekir. Kamulaştırma bedelinin tamamı bloke edilmediği gibi, bloke edilen kısmın da şartlı olarak bloke edildiği anlaşılmakla, bir kısım davalılar murisi ...e yapılan tebligat geçersizdir. Ayrıca; ... Kadastro Mahkemesi’nin 02.07.2002 gün 1991/2 esas, 2002/11 karar sayılı ilamında adlarına tescil kararı verilen Seydo oğlu ....’e kamulaştırma işlemlerinin tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Davanın bu gerekçelerle reddi yerine, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....
Sınıfta tescil müracaatına konu edilmiş olmasının kötüniyeti açık bir şekilde göstermekte olduğunu, davalı yanın dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil müracaatına konu ettiğini, iddia ve beyan ederek davalının 2016/33384 kod numaralı markanın hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır." düzenlemesine yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 26'ncı maddesine dayanılarak hazırlanan ve 27/01/2013 tarih ve 28541 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 27. maddesinde; "Sicile yapılacak tescillerin, gerçeği tam olarak yansıtması, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımaması ve kamu düzenine aykırılık oluşturmaması gerekir." hükmüne, devamında yer alan 34. maddesinde ise; "Müdür ve müdür yardımcıları, ile tescile yetkili personel tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını aşağıdaki hususları da dikkate alarak inceler: a) Tescili istenen olgunun kanuni olarak sicile kaydı gerekli bir olgu olup olmadığı. b) Tescil isteminin Kanun ve bu Yönetmelikte öngörüldüğü şekilde ve ilgililer tarafından yapılıp yapılmadığı. c) Tescil için Kanun, bu Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen belgelerin ve harç makbuzunun...