WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zararının olup olmadığı ve varsa ne kadar olduğu, somut olayda munzam zarar talep şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemenin takdirinde olacağı, Mahkemece, davacının munzam zarar talep edebileceğinin kabulü ihtimali için munzam zarar miktarının 147.151,26 TL olarak hesaplandığı kanaatimizdir." şeklindedir....

    zarar talebinin hukuka, mantığa ve hakkaniyete uygun olmadığı, munzam zararın, dolaylı zarar vb. gibi taleplerin kesinlikle kasko sigorta poliçesi teminatı dışında olduğu, munzam zarar ve/veya aşkın zarar gibi taleplerin yüksek yargı kararları ile de kabul edilmediği, ayrıca, taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine dair ayrı bir sözleşme olmadığı için Yargıtay tarafından verilen bir kararda munzam zararın istenemeyeğine hükmedildiği, uyuşmazlığa konu hasarın meydana gelme şekline dair verilen bilgilerin gerçeği yansıtmadığı, yapılan araştırma ve incelemelere göre, hasar ve kaza arasında uyumsuzluk mevcut olduğundan hasarın teminat dışında kalacağı, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceği ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, dava konusu munzam zarar talebinden müvekkili sigorta şirketinin özel ve genel...

      zarar bedelinin tahsilini talep ettiğini, davacı talebinde, munzam zarar oluştuğu aracın ödeme tarihi ile kaza tarihi arasındaki rayiç değeri arasında fahiş bir farkın bulunduğu ve ödeme tarihindeki rayiç bedelinin 800.000-TL olduğunu belirttiğini, buna rağmen, huzurdaki davada 500,00-TL munzam zarar olarak belirleyerek belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, somut olayda davalı şirket davacıya ait aracın kasko sigortacısı olup yargılama sonucu tespit edilen tazminatı bedelini davacıya ödediğini, nitekim işbu munzam zarar meydana geldiği iddia edilirken, davalı şirketin temerrüte dahi düşürülmediğini, davaya konu kaza sebebiyle yargılama sürecinin uzamasında davalı şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davalı şirketin Anayasal haklarını kullanması ile davacının iddia ettiği munzam zarar atasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen poliçeye göre; davacıya ait araç, kaza tarihi itibariyle aracın rayiç değerine göre teminat altına...

        nin vermiş olduğu karar dahilinde de karşılamış olmasına rağmen 2022 yılında munzam zarar sebebiyle müvekkilimize dava açılmış, müvekkilimize belirsiz alacak şeklinde, talep edilen süreler dahi belirtilmeden ucu açık bir munzam zarar talebi yöneltildiği, 6)Munzam zarar talebi dolaylı bir zarardır ve poliçe kapsamında müvekkil şirket bundan sorumlu olmadığı, munzam zarar doğrudan uğranılan zarar değil, dolaylı zarar olup, Trafik Sigortası Genel Şartları "Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı A.3. maddesinin (m) bendi uyarınca; "Dolaylı zararlar nedeni ile yöneltilecek tazminat talepleri" teminat dışında kaldığı, buna göre munzam zarar dolaylı zarar olup, poliçe teminatı kapsamına girmediği, trafik sigortası poliçe teminatı kapsamında olmayan munzam zarar bedelinin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından talep edilmesi mümkün olmadığı, yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle munzam zarar şartları oluşmadığından davanın reddi gerektiği, 7)Müvekkil şirket tarafından ödeme karar sonrasında...

          Alacağın geç ve eksik ödenmesi nedeniyle oluşan munzam zarar alacağının tahsili talebi ile açılan davada mahkemece; asıl alacak davasının açıldığı 1990 yılından itibaren geçen zaman içerisinde zamanaşımına uğradığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. BK.nun 105. maddesinde düzenlenen munzam zarar alacağının, asıl alacak davasıyla birlikte talep edilmesi mümkün olduğu gibi, daha sonra müstakil bir davada istenmesi de mümkündür. Asıl alacak davasının açıldığı tarihte, alacağın geç tahsili nedeniyle oluşan munzam zararın miktarının tespiti imkân dahilinde ise aynı tarihte davanın açılmasının gerektiği ve zamanaşımının o tarihte başladığı düşünülebilir ise de alacağın hiç ödenmemesi veya kısmen ödenmesi halinde oluşacak zararın miktarının tespiti mümkün olmadığından, munzam zarar davalarında zamanaşımının başlangıç tarihinin alacağın tamamının tahsil edildiği tarih olarak düşünülmesi gereklidir....

            SAVUNMA:Davalı vekili; gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma zararların (munzam zarar) teminat dışı olduğunu, davacının ispat edemediği talebin açıkça teminat dışı olduğundan ilgili taleplerin reddinin gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir....

              İcra Müdürlüğü'nün 2013/27080 E. sayılı dosyası ile tahsil edilmiş olup, tahsil tarihi itibarıyla oluşan ve tahsil edilen faiz ile karşılanamayan munzam zararımızın bilirkişi incelemesi ile tespitine ve şimdilik 1000,00 TL munzam zarar alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, hüküm altına alınacak alacağımıza munzam zararın oluştuğu 21/07/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun gereğince temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. CEVAP : Davalı Ing Bank vekili cevap dilekçesini tekrarlayarak özetle; Off-Shore munzam zarar davalarına ilişkin olarak Yargıtay 11....

              Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açmış oldukları munzam zarar davasının kabul kararı ile sonuçlanıp kesinleştiğini, hüküm altına alınan bedelin en son 2005 yılı içerisinde tahsil edildiğini, tahsilattan önce ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 1999 tarihinde açılan davada 1994 yılı ve sonrasına ait munzam zararların talep edildiğini ancak mahkemece yapılan yargılama sonunda ilk açılan davada hüküm altına alınan bedelin henüz tahsil edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bu kapsamda hüküm altına alınan bedelin tahsil edilmiş olması itibariyle 1994 ve sonrasında ait munzam zarar bedelinin istenmesinin mümkün hale geldiğini ileri sürerek, 67.000.000 TL munzam zarar bedelinin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle bu talebini 67.263.095,62 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, daha önce açılan ve ... .......

                Dava, 1999 yılında Yurt Ticaret ve Kredi Bankasına yatırılan off-shore hesabından kaynaklanan alacak için daha önce Ticaret Mahkemesinde açılan ve davacı lehine sonuçlanarak, başlatılan icra takibinde 3095 sayılı yasaya göre faizlendirilerek davalı ING Bank'tan yapılan tahsilat sonrası, aradan geçen uzun yıllar içinde, tahakkuk ve tahsil edilen temerrüt faizinin enflasyon karşısında yetersiz kaldığı gerekçesi ile munzam zarar talebi ile açılan bir alacak davasıdır. Davacı vekili, paranın yatırıldığı 1999 tarihinden itibaren işbu davanın açıldığı tarihten bu yana kadar gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranı, döviz kurları esas alındığında müvekkilinin munzam zararı doğduğunu ileri sürmektedir. Bilindiği gibi munzam zarar, TBK'nun 122.maddesinde (818 sayılı BK'nun 105.maddesi) düzenlenmiştir....

                Maddesinde düzenlenen sigortacıya başvuru şartı yerine getirilmeden dava yoluna başvurulduğunu, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının talepleri genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, başvuru sahibini munzam zarara dair taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın munzam zararını somut bir şekilde ispat edemediğini, davacı tarafın munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, oysaki ------- istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigorta hukuk prensibi itibari ile müvekkili şirketin sorumluluğu mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduığunu, izah olunan sebeple "munzam zarar" kavramı ile "sorumluluk sigortası" kavramı nitelik itibari ile örtüşmediğini, ikrar...

                  UYAP Entegrasyonu