DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi,Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri,634 sayılı kanunun Ek 1.maddesi,Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu, Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu, Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1,2,4. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri, Yargılama konusu olayda:Davacının, davalı aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle icra takibi başlatıldığını, alacağın bu şekilde tahsil edilebildiğini, geç ödeme sebebiyle munzam zarar alacağı bulunduğunu belirterek zararının tazminini talep ve dava ettiği, Mahkemenin dava davaya konu çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı kanaatiyle görevsizliğe karar verdiği, Davacının talebinin geç ödemeden kaynaklı meydana gelen zararın tazminine yönelik olduğu, geç ifa edilen borcun kira ilişkisinden kaynaklı olduğu,Munzam zarar talebinin yeni bir borç olmasının uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını göstermeyeceği, HMK 4/a maddesi gereğince "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden...
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır.----------- Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça munzam zararına ilişkin somut ve açık deliller sunulamadığı gibi esasen somut bir munzam zarar iddiasında da bulunamadığı, yalnızca hakkın doğduğu tarihten itibaren geçen sürede enflasyon, paranın değer kaybı ve alım gücündeki düşüş, faizin ana para üzerinden hesaplanması ve ana paranın enflasyon karşısında sürekli erimesi gibi olgular dikkate alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmasını talep ettiği, bu haliyle davacı şirketin geç ödeme nedeniyle somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden dolayı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 122 nci maddesi uyarınca munzam zararın tahsili davasında yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....
Bilirkişi heyet raporu taraflara tebliğ edilmiştir Dava, munzam zarar talebinden ibarettir. Munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da kabul edildiği üzere, davacının ispatla yükümlü olduğu zarar, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Daha açık bir anlatımla, alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi sebebiyle uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını ispatla yükümlüdür. Bu bağlamda zarardan anlaşılması lazım gelen; davacının bu paranın ödenmemesi sebebiyle mahrum kalınan kar ya da varsayılan gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça munzam zararına ilişkin somut ve açık deliller sunulamadığı gibi esasen somut bir munzam zarar iddiasında da bulunamadığı, yalnızca hakkın doğduğu tarihten itibaren geçen sürede enflasyon, paranın değer kaybı ve alım gücündeki düşüş, faizin ana para üzerinden hesaplanması ve ana paranın enflasyon karşısında sürekli erimesi gibi olgular dikkate alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmasını talep ettiği, bu haliyle davacı şirketin geç ödeme nedeniyle somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı, bununla birlikte işbu davada zamanaşımını kesen sebeplerin bulunması sebebi ile (TBK 154/2.maddesi uyarınca) davalı vekilinin zamanaşımı def'inin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....
Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır. ( Bu yönde ----- BAM ----HD. ---- Esas ve Karar sayılı kararı, Yargıtay ----.HDnin ---- Esas ve Karar sayılı ve------- Esas ve Karar sayılı kararları )Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça munzam zararına ilişkin somut ve açık deliller sunulamadığı gibi esasen somut bir munzam zarar iddiasında da bulunamadığı, yalnızca hakkın doğduğu tarihten itibaren geçen sürede enflasyon, paranın değer kaybı ve alım gücündeki düşüş, faizin ana para üzerinden hesaplanması ve ana paranın enflasyon karşısında sürekli erimesi gibi olgular dikkate alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmasını talep ettiği, bu haliyle davacı şirketin geç ödeme nedeniyle somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....