BORÇLAR KANUNU [ Madde 113 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin geç Ödenmesinden doğan faiz alacağının tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz İncelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Davada, 39.041 YTL kamulaştırma bedelinin 17.10.2001 tarihinden 06.11.2006 tarihine kadar işlemiş faiz alacağı olarak 75.000 YTL'nin tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davacıların kamulaştırma bedelini alırken (tahsil ederken) faiz isteme hakkını saklı tutmadıkları. Borçlar Yasası'nın 113. maddesi gereğince asıl borcun ödeme ile sona erdiği, bu nedenle bu davada istenilen faiz için ayrı bir dava açamayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
Uğranıldığı iddia olunan zararın, yetkili merciin belirlediğinden fazla ve bu nedenle TBK’nın 122. maddesine dayanılarak aşkın (munzam) zarar istenilmesi hâlinde ise, artık açılmış olan davaya özgü somut vakıalara dayanılması gerekir. Bunlar da yasal, elverişli ve geçerli delillerle, belirli ispat kuralları dairesinde kanıtlanmalıdır. Burada kanıtlanacak olgular geç ödeme ile davacının maruz kaldığı zararı doğuran vakıalar ve bu vakıalar nedeniyle uğranılan fiili zarardır (... 29/03/2022 tarih 2021/- Esas, 2022/ Karar sayılı ilamı ) Davacı tarafından talep edilen aşkın (munzam) zararın dayanağı olarak ileri sürülen iddia; geç ödeme nedeniyle kendisince, bizzat ve somut olarak uğranılan zarar iddiasından ziyade ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücündeki meydana gelen azalmanın aşkın (munzam) zararı oluşturduğu yönündedir....
Munzam zarar BK 105 (TBK 122) maddesinde; "Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir. " şeklinde düzenlenmiştir. Alacağın tahsili amacıyla açılan ilk davanın uzun sürmesi ve tahsilatın geç yapılması munzam zarar talep edilemeyeceği anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece alacaklının munzam zarara uğradığının ispatı yönünde sunduğu deliller incelenip konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır. Munzam zarar alacaklısı, normal durumlar ve fiili karineler ile maruf ve meşhur olaylara dayanıyorsa bunun ispatı istenmemeli, munzam zarar davalarında davacı-alacaklının ispat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, ---- parasının değerini sabit tutmak ve kazanç sağlamak için bir çaba ve girişimlerde bulunması; -------devamlı------değerlendirilmesi, olayların normal akışına, ----- tecrübelerine uygun düşen bir karine olarak kabul edilmelidir....
Munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/3637 Esas 2019/2805 Karar sayılı kararı)....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma sebebiyle munzam zarar ilişkin olarak açılan tazminat davasıdır. TBK'nın 122. maddesinde düzenlenen ------ zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir....
edildiğini, Kamulaştırma Yasasının 8.maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin anlaşma tutanağının tanzim tarihinden itibaren en geç 45 gün sonra ödenmesi gerektiğini, davalının buna göre belirlenen kamulaştırma bedeli 150.000,00- TL'yi en geç 31.05.2019 tarihinde ödemesi gerekirken 17.02.2020 tarihinde eksik şekilde gönderdiğini, bedelin geç ödenmesi nedeniyle davacıların hak kaybına uğradığını ve zarar gördüğünü beyanla şimdilik 5.000,00- TL faiz alacağının kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....