WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/771 Esas KARAR NO : 2023/379 DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/10/2022 KARAR TARİHİ : 25/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi....

    in maliki olduğu taşınmasın davalı ... tarafından kentsel dönüşüm projesi kapsamında kamulaştırıldığını belirterek kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan kira belelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1 inci maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanuna göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir....

      Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel, afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen umumi ekonomik konjonktürel olgular TBK’nın 105. maddesinde sözü edilen munzam zararın varlığını göstermez. İstikrar bulmuş Yargıtay uygulamasına göre, davacı faizi aşan (munzam) zararını yukarıda açıklanan şekilde ispat etmeden bu yöndeki talebin kabul edilmesi mümkün değildir. Eldeki davada, davacı, Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/624 Esas 2018/13 Karar sayılı kararı ile davalı tarafından kendisine 72.766,80 TL ödenmesine hükmedildiğini, alacağın faizi ile birlikte icra vasıtasıyla tahsil edildiğini, ancak alacağına geç kavuşmuş olması ve ülkedeki ekonomik durum nedeniyle faizi aşar miktarda munzam zararının bulunduğunu ileri sürmüştür....

      kapsamındaki zararların bir kısmını geç ödemesi, bir kısmını ise hiç ödememesi nedeniyle müvekkilinin munzam zararının doğduğunu ileri sürerek, şimdilik 50.000 USD maddi tazminat ile 50.000TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18/03/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini yükseltmiştir....

        Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder" düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta Mahkeme kararı neticesinde davacı tarafa tazminat talebinin faizi ile ödenmesine karar verildiği, davalı sigorta şirketi tarafından icra kanalı ile gerekli ödemenin yapıldığı, davacının aşkın bir zararının bulunduğunu ve bu durumun davalının kusurundan ileri geldiği hususunu ispat edemediği görüldüğünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK'nun 122. maddesinde "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder" düzenlemesinin yer aldığı, düzenleme uyarınca munzam zararı talep edebilmek için alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için, alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekeceği açıktır....

            Mahkemece, davacının alacağını yargı yolu ile tahsil ettiği, yargılamanın uzun sürmesinin davalılara ait bir kusur olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/1703 esas ve 2013/18115 karar sayılı ve 18.11.2013 tarihli bozma ilamında, “Dava munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. Munzam zarar BK'nın 105. (TBK 122) maddesinde; "Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir. " şeklinde düzenlenmiştir. Alacağın tahsili amacıyla açılan ilk davanın uzun sürmesi ve tahsilâtın geç yapılması munzam zarar talep edilemeyeceği anlamına gelmez....

              Yine somut olaydaki munzam zarar talebiyle ilgili olarak uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 122 maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 105/1. maddesi) hükmünce, alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur ileri sürülemiyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı dahi karşılamak zorundadır. Temerrüt faizi, temerrüde düşen borçlunun para borcunu ödemede gecikmesi halinde alacaklıya ödemek zorunda olduğu asgari miktardır. Alacaklı geç ödeme sebebiyle zararının temerrüt faizinden fazla olduğunu ileri sürüp kanıtlayabiliyor ise aşkın zarar diye de ifade edilen faizi aşan zararını borçludan isteyebilir. Temerrüt faizini talep edebilmek için gecikme nedeniyle uğranılan zararın ispatı gerekmediği halde faizi aşan zararmunzam zararın istenebilmesi için, alacaklı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının varlığını kanıtlamak zorundadır....

              Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

                ne 02/12/1999 tarihinde para yatırdığını, 1999 tarihinde yatırılan para ile Ankara ilinin bazı muhitlerinde daire alabilecekken, yatırdığı parayı geç tahsil etmesi ve enflasyonun varlığı nedeniyle daire almasının mümkün olmadığını iddia ederek paranın yatırıldığı 02/12/1999 tarihinden ilama dayalı icra takibi sonucu yatırılan paranın avans faizi ile birlikte tahsil edildiği 05/04/2019 tarihi arasında para değerinin düşmesi, alım gücünün azalması nedeniyle uğradığı munzam zararı talep etmektedir. Bu haliyle, davacının iddiası muhtemel kâr kaybına ve farz edilen gelire ilişkin olup, yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve içtihatlar karşısında davacı talebinin munzam zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır....

                UYAP Entegrasyonu