Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının senedin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hukuken isabetli olmadığından, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davacının senedin kambiyo vasfına yönelik şikayetinin ve borca itirazının reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık; Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde ödeme emrine yönelik şikayet ve borca itiraz davasına ilişkindir. 23.12.1976 tarih ve 7/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, her davanın (takibin), dava tarihindeki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği ifade edilmiştir. Somut olayda mahkemece kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ödeme emrinin iptaline yönelik şikayet ile borca itiraz davasının yargılaması sırasında dosya borcunun ödendiğinden dolayı icra dosyasının infazen kapatılmış olması gerekçesine dayalı olarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılır. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan içtihadı birleştirme kararı gereğince, şikayet tarihindeki takip dosyası kapsamına göre şikayetin ve borca itirazların esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın açıklanan hususlar yönünden yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Konuya ilişkin, 03.04.2012 gün ve 28253 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren davanın açılmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 36. maddesinin 10. bendi uyarınca da; dava, fiziksel ortamda mesai saati, elektronik ortamda ise saat 00:00'a kadar açılabilir (HGK'nun 2013/6- 1654 Esas, 2015/1106 Karar sayılı içtihadı). Somut olayda; kambiyo takiplerine ilişkin örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 28.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 168/3- 5. madde kapsamında öngörülen 5 günlük borca itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 02.08.2020 tarihinin resmi hafta sonu tatili olan pazar gününe ve aynı zamanda Kurban Bayramı tatiline rastlaması nedeni ile İİK'nun 19. maddesi uyarınca itiraz süresinin 04.08.2020 salı gününe uzadığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu vekilinin UYAP sistemi üzerinden 04.08.2020 günü, saat 16:54'te dava dilekçesini gönderdiği ve harcını da aynı saatte yatırdığı görülmektedir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının borca itirazının usulden reddi gerektiğini, zira senetten kaynaklı borç ilişkisinin asıl ilişkiden bağımsız bir nitelikte olduğunu, davacının borca itirazını yazılı delille ispatlayamadığını, imzaya itiraz yönünden ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve elverişli olmadığını, mahkemece rapora itirazları doğrultusunda dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmemesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 170. Maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde imzaya itiraz davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair şikayet ve imzaya itirazının yanı sıra, borca ve takipte talep edilen avans faiz oranına da itiraz ettiği, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının feragat nedeni ile, diğer itirazlarının ise esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verildiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun; imzaya, borca ve faize itirazlarının belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın reddine, borçlu aleyhine para cezasına ve kötüniyet tazminatına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/4.- 5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde imzaya ve borca itirazını (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
açıkça imzaya itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile takibin iptaline, alacaklının %40 tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itiraz mevcut olduğu halde mahkemece yalnızca borca itiraz mevcutmuş gibi karar verildiğini ve imza incelemesi yaptırılmadığını, takibin dayanağı olan evrakın kambiyo senedi niteliğini haiz olmadığını, mahkemenin, re'sen inceleme yapması gereken bu konuya hiçbir şekilde değinmediğini, lehtarın TC kimlik numarasının açıkça yazılı olmadığını, bonoda düzenleme yeri ya da ödeme yeri yazılı olmadığı gibi lehtarın adının yanında da herhangi bir yer belirtilmediğini, TTK m.777/3 ve 4’e göre evrakın hukuken bir bono olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 170/a maddesi "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte yetkiye, faize, teminat iddiasına dayalı borca itiraz ile ödeme emri tebliğ usulsüzlüğü şikayeti ile ciro zincirini kopuk olduğundan bahisle alacaklının yetkili hamil olmadığına dair kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK’nın 169. maddesi ve TTK'nın 677, 778/2-d ve ilgili maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....