Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZ (BORCA İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairesinin 2019/100631 sayılı icra dosyasında takibe konan senetteki sol tarafta olan imzanın kendisine ait olduğunu , sağ tarafta olan imzanın kendisine ait olmadığını ve senet bedelini ödediğini belirterek takibin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı 05/12/2019 tarihli celsede; "Benim davacıdan alacağım vardır, kendisi beni savcılığa şikayet etmiştir takipsizlik kararı verilmiştir. Bende davacının şikayeti sonrası senedi icraya verdim. Davanın reddine karar verilsin" diyerek beyanda bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 05/12/2019 gün 2019/483 E. 2019/764 K. sayılı kararla " Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 169/a maddesi uyarınca, takibin durdurulması talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın borca itiraz etmediğini, sadece İİK 170/a maddesi uyarınca şikayette bulunduğunu, Takibin durdurulması gibi bir hukuki söz konusu olmadığını, Davacı tarafın, % 20 'den az olmamaz üzere kötü niyet tazminatı talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacının ödeme emrinin usule aykırı olduğuna dair şikayetinin kabulü ile; ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 02/10/2019 olarak düzeltilmesine, davacının takibe konu senedin kambiyo vasfı olmadığına dair şikayeti ile borca itiraz taleplerinin reddine, dair karar verilmiştir....

ın yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; borca ve imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ve iptalini talep ettiği mahkemece borca itiraz nedenleri incelenerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazlarının yanında ayrıca imzayada itiraz ettiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.O halde mahkemece imza itirazının da esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, çeke dayanılarak borçlu ... ve diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, adı geçen borçlunun icra mahkemesine başvurarak, kambiyo şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168/3-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, kambiyo hukuku şikayeti ile borca itirazın, yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan kambiyo şikayeti ve borca itiraz davasına ilişkindir. Takibe dayanak bonolarda, keşideci kısmında Bilin Global Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. yazılı olduğu, ancak bu keşideciye ait kaşe ve imzanın bulunmadığı, kefil kısmında ise şikayetçinin adının yazılı olduğu iki kaşe ve bu kaşelerden biri üzerinde tek imzanın bulunduğu görülmektedir. 6102 sayılı TTK.nun 778. maddesi göndermesi ile 701. maddesi uyarınca, bononun ön yüzüne konulan her imza aval niteliğinde olduğundan takip dayanağı senedi kefil sıfatıyla imzalayan şikayetçi borçlu aval veren sıfatı ile senetlerde yer almaktadır. TTK'nun 702/1. maddesi hükmüne göre; aval veren kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumludur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

      Bu hükümde öngörülen kesinlik sınırı, 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 02.12.2016 tarihinden itibaren kırk bin Türk Lirası’na, 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 1. ve 2. maddesi ile 28/02/2019 tarihinden itibaren elli sekiz bin sekiz yüz Türk Lirası’na, 01/01/2020 tarihinden itibaren de yetmiş iki bin yetmiş Türk Lirası'na çıkarılmıştır. Uyuşmazlık, 46.000,00-TL. asıl alacağın tahsili amacıyla başlatılan kambiyo takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borca itiraz ve kambiyo şikayeti nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir....

        Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

          Bu hükme göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....

          İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu