Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İncesu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 21.09.2007 gün 5275-5020 sayılı, 16.Hukuk Dairesinin 15.02.2008 gün 1033-737 sayılı 1.Hukuk Dairesinin 05.03.2008 gün, 2027-2643 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, tapu kaydına dayalı olarak kadastrodan önceki nedene dayanılmıştır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 15.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, genel kadastrodan önceki tapu kaydı dışında iskan dağıtım cetveline dayanarak açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmakla, 2797 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre dosyayı inceleme görevi 8. Hukuk Dairesi’ne aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLER: Çekişmeli taşınmazların kadastro tutanak örneği ve dayanakları, tapu kaydı, iddia, savunma ve keşif, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava Kadastrodan önceki nedene dayalı Tapu iptal ve Tescil davası niteliğindedir. Bilindiği üzere tapu iptali ve tescil istemi ile açılacak davalarda husumetin tapu kayıt maliklerine veya onların ölü olması halinde mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerekir. Yine bilindiği üzere taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1- d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK'nın 115/1).Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın esasına girmeksizin usulden reddine karar verir....

      Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; iddialarının tespit öncesi nedene dayanmadığını, tespit sonrası her nasılsa satış yapılmış gibi gösterilerek davalılar adına tescil edildiğini, zamanaşımının işlemeyeceğini, satışın yapılıp yapılmadığının tüm tedavül kayıtları celp edilerek araştırılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun; 12/3. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” 3....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... sonucu ...İli Merkez İlçesi Aybey Köyü çalışma alanında bulunan 1119 ada 11 parsel sayılı 177,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve 23.10.1989 tarihinde tescil edildikten sonra intikal ve pay satışları nedeniyle davacı ..., davalılar ... ve müşterekleri ile dava dışı Hamdiye Aydar adlarına kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ..., taşınmazdaki davalıların payına yönelik olarak satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava 2859 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, kadastro tutanaklarının kesinleşmesi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı ve davada herhangi bir tapu kaydına dayanılmadığı anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 23.1.1998 günlü kararı ile kadastrodan önceki nedenlere ve tapu kaydına dayanarak genel kadastro ile oluşan tapu kaydının Asliye Hukuk Mahkemelerinden verilen iptal ve tescili ile ilgili kararların temyiz incelemesi görevinin Dairemize verildiği, ancak 2859 sayılı Yasa ile ilgili tutanakların kesinleşmesi halinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davalarında temyiz inceleme görevinin Dairemize ait bulunduğu; yönünde herhangi bir yasa maddesi ve kararın bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesine ait bulunduğu ancak 1....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptal ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm genel kadastro ile oluşan tapu kaydına yönelik, kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine aittir.Ancak daha önce Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve Yargıtay l. Hukuk Dairesi aynı konuda görevsizlik kararı verdiklerinden Daireler arasında oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.06.2011 (Pzt.)...

              Dava; kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı satın alma yoluyla tapu iptal ve tescil, ayrıca tapu malikinin ölüm nedenine dayalı TMK 713/2 de tarif edilen olağanüstü zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır. Kadastrodan önceki hukuki sebep yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu 12/3 maddesi gereğince mahkemece hak düşürücü süreden verilen karar doğru olduğu gibi tapulu taşınmazların haricen satışı doğru olmadığından satın alma olgusuna dayalı tapu iptal ve tescil isteğinin de reddine karar verilmiş olması doğrudur. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde tapu malikinin öldüğünü belirtmek suretiyle tapu iptal tescil isteğinde de bulunmuş olmakla TMK md. 713/2 ölüm nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacı ve davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazda 24.6.1985 tarih 35 sıra numaralı tapu kaydı ile pay sahibi olduğunu ve bu hissesine istinaden taşınmazın üzerine dükkan ve daire yaptığını ileri sürerek tapu kaydındaki hissesinin adına tescili istemiyle, dolayısıyla kadastro öncesi sebeplere dayanarak dava açmış olup, dava, açıklanan bu niteliğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabidir....

                  Ancak; satın alanın önceki malikin dava açma hakkını da devraldığının kanıtlanması halinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde dava açılmış olması koşulu ile tespitten önceki nedene dayalı dava olarak nitelendirilmesi gerekir. Somut olayda davacı, tapuda satın aldığı önceki malikin dava hakkına dayandığını açıkça bildirmediği ve ispat da etmediği gibi, önceki malikin de bu yönde açık beyanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davacının hakkı, taşınmazın tapudaki miktar ve çapı kapsamı ile sınırlı olup, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak taşınmazın bir kısmının davalıya ait parsel içerisinde kaldığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteği ile açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu