Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 30/09/2021 tarihli ve 2021/438 Esas, 2021/958 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 11/03/2020 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 11/03/1982 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

    Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir. 3402 sayılı Yasa’da mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi yasal zorunluluktur. 3.3....

      Hukuk Dairesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/886 Esas 2017/843 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 05/03/2013 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 07.04.1981 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği, Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararın doğru ve yerinde bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, orman niteliğinde Hazine adına tapuda kayıtlı olan yer hakkında kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılmış; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararı uyarınca davanın niteliğine göre temyiz inceleme görevi 8. Hukuk Dairesine aittir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun ortak hükümler başlığı altında yer alan 3. maddesi gereğince karar düzeltme istemlerinin temyiz incelemesini yapan Daire tarafından yapılması gerekiyor ise de temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Hukuk Dairesi kapatıldığından dosyanın 2022/1 sayılı Karar uyarınca temyiz incelemesine bakmakla görevli olan Yargıtay 8....

          nın varislerinin kullanımında olmadığı, tapu kaydının hukuki kıymetinin kalmadığı 4/4/1986 tarihli krokiye göre kullanıldığı gerekçesiyle, A, B, C, D, E, F, G, J, M ile gösterilen bölümlerin davacılar adına tesciline, asli müdahillerin A ve B ile gösterilen bölümler yönünden davasının reddine karar verilmiştir IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı tereke temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle,H, K,L,N, I harfiyle gösterilen bölümlerin davacılar adına yazılmadığını, ayrıca B harfi ile gösterilen bölüm küçük ... oğlu ... ... adına tescil edilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 2....

            Mahkemece, “davanın kabulü ile dava konusu ........104 ada 14 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine dava konusu taşınmazın 2128,41 m²'lik kısmının ..............’in kullanımında ve zilyetliğinde olduğunun şerh verilmesine” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından süresinde, istek dışına çıkılarak Mahkemece hüküm kurulduğu gerekçesiyle esastan ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki zilyetlik ve eklemeli zilyetlik ve hibe hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddesi gereğince mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....

              Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davanın 2859 sayılı yenileme kadastrosuna itiraza yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere dayalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde düzenlenen tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmaktadır. Kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil davalarının 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Çekişmeli 217 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı 07.04.1969 tarihinde hükmen kesinleşmiş, eldeki dava ise 2003 yılında açılmıştır....

                Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ... ve arkadaşları vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Mahkemece iptali istenen çekişmeli taşınmaza ait tapu kayıtlarının tesis tarihinden bu güne kadar ... ve ... oğlu ... adına herhangi bir kayıt söz konusu olmadığı, çekişmeli taşınmazların ... ile ilgisinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar her ne kadar miras hisselerinin ketmedildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmışlarsa da dava, tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Hukuki nitelendirme hakkı hakime aittir. Davanın davacılar tarafından ketmi verese sebebiyle tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmesi sonucu değiştirmez....

                  Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yapılan keşifte, dosya arasına alınan hava fotoğraflarında ve dinlenen tanıklardan anlaşılacağı üzere davacının bahse konu araziyi 1985 yılından bu yana fasılasız ve nizasız şekilde zilyetliğinde bulundurduğunun anlaşıldığı, 1972 yılında yapılan tescil işleminin davacı tarafından dava tarihi itibariyle öğrenildiğini, bu sebeple de hak düşürücü sürenin davacı açısından işletilmesinin doğru olmayacağını, dava sırasında belirttikleri hususların tescil öncesine değil tescilin kesinleşmesinden sonrasına dayanan olgular olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3.Gerekçe 3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava, kadastrodan önceki muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. Davacı ... ve ..., ... İlçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda ... ada ... parsel sayılı 334.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı nedeniyle davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edildiğini, mirasbırakan dedeleri ...’in ... ada ... parsel sayılı taşınmazı oğlu olan davalıların murisi ...’e mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olarak tapuda devir ve temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini mümkün olmaz ise tenkisini istemiştir. Davalı ... ve arkadaşları, davacı tarafın iddiasının asılsız olduğunu belirterek açılan davanın hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinden reddini savunmuşlardır....

                      UYAP Entegrasyonu