Hukuk Dairesinin 26.02.2009 gün ve 2009/3212 sayılı bozma kararında özetle; “3402 Sayılı Yasanın 5304 Sayılı Yasa ile değişik 41. maddesinde “kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan ... hataların, ilgilinin müracaatı üzerine veya kadastro müdürlüğünce res’sen düzeltileceği, düzeltmenin, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunucağı, … kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların resen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir.” hükmü yürürlüğe konulmuş ise de, kadastro müdürlüğünün yaptığı işlemin 3402 Sayılı Yasanın 41. maddesinde anılan konularla ilgili olmadığı, somut olayda; kadastro müdürlüğünün 41. maddeyi gerekçe göstererek yaptığı işlem ile orman niteliği...
DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacıların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebinin Kadastro Müdürlüğünce reddedilmesi üzerine davacılar ... ve ..., paydaşı oldukları 58 ve 59 parsel sayılı taşınmaza komşu sulama arkında kendilerinin hakları olduğunun tespiti ile Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca düzeltme yapılması talebiyle dava açmışlardır....
Somut olayda ise davacı, babası adına kayıtlı olan 116 ada 3, 4 ve 9 parsel sayılı taşınmazların gerçek sınırları ile kadastro paftasındaki sınırlarının uyuşmadığını, bu hatalı durumunun Kadastro Kanununun 41. maddesi gereği düzeltilmesi için kadastro müdürlüğüne başvurduklarını, ancak, sözkonusu idarenin eksik ve yanlış inceleme sonucu dava konusu taşınmazlarda Kadastro Kanununun 41. maddesi gereği düzeltme yapılmayacağını bildirdiğini belirterek dava konusu taşınmazların sınırlarının Kadastro Kanununun 41. maddesi gereği düzeltilmesini talep etmiştir. Dava tarihi itibariyle, dava konusu taşınmazlarda kadastro müdürlüğünce Kadastro Kanununun 41. maddesi gereği yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Dolayısıyla dava taşınmazların mülkiyetine ilişkin olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ......
Kadastro Müdürlüğü'nün 21.05.2018 tarih ve 12 sayılı kararı ile; 120 ada 65 sayılı parselin 10.104,03 m² olan yüzölçümünün 8.919,28 m² olarak 3402 sayılı Kanunun 41.maddesine ve ilgili yönetmelik hükümleri gereğince düzeltilmesine karar verilmiştir. Kadastro Müdürlüğünün düzeltme kararı davacıya 30.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 30 günlük süre içinde düzeltme kararına karşı dava açmıştır. Dava konusu 120 ada 65 sayılı parselin davacı T1 adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Kadastro Müdürlüğünce düzenlenen Teknik Hatalar Düzeltme Formunda; kadastro yenileme çalışmalarında sehven teknik evraklara aykırı olarak 120 ada 15, 16, 21, 65 ve 68 parseller ile 120 ada 17, 18, 19, 20, 22, 62, 63, 64, 66 ve 67 sayılı parseller arasında kalan kamulaştırma işlemi ile oluşmuş olan yolun dikkate alınmadan sınırlandırma yapıldığı, bu hatanın 3402 sayılı Kanunun 41.maddesine göre değerlendirilerek düzeltildiği belirtilmiştir....
Somut olayda uygulanması zorunlu 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan ... hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz ... içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklindedir. Eldeki davada, Kadastro Müdürlüğünce re’sen yapılmıştır. Bu düzeltmenin iptali için dava açılmıştır....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklindedir....
Taşınmazların, kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltilmesi 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre re'sen veya ilgilinin müracaatı üzerine Kadastro Müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro Müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine, bu işlemlerin iptali için de tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Sulh Hukuk Mahkemelerinde dava açılabilir. Aynı maddenin son fıkrasında ise, bu maddenin uygulanmasında, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin aranmayacağı açıkça belirtilmiştir. Somut olayda; davacı tarafça, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanılarak işlem yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne başvurulmaksızın doğrudan dava yoluna gidilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olması" dava şartları olarak düzenlenmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R İlk davada davacılar, kadastro öncesi tapuları kapsamında kalan yerin davalılar tapusu içinde yanlış tersim edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Birleşen davada ise davacı, zilyetliğinde olan yerin davacılar tapusu kapsamında kaldığını, bunun tersimat hatasından kaynaklandığını ileri sürerek 3402 Sayılı Kanununun 41. maddesine göre düzeltme olanağı bulunmadığını belirterek, düzeltmenin mahkeme aracılığı ile yapılmasını talep etmişlerdir. Mahkemece dava tapu iptali ve tescil olarak nitelendirilmiştir. Gerçekten de, 3402 Sayılı Kanununun 41. maddesine göre ölçü hesaplama, sınırlandırma ve tersimat hatasından kaynaklanan davaların kadastro müdürlüğünce düzeltilmesi gerekir....