Şöyle ki; davacı tarafça dava dilekçesinde dayanılan hukuki sebep açıkça belirtilmemiş olup mahkeme tarafından da davanın, TMK 713/2. maddeye istinaden, tapulu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı sebebine mi dayalı, yoksa, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası mı olduğu hususunda tereddüt yaşandığı açıkça belirtildiği halde, HMK 31.madde uyarınca hakim tarafından davacı tarafa bu hususta açıklama yapmaları için imkan tanınmadan bir sonuca varılması hatalıdır. Kaldı ki, davacı tarafça sunulan istinaf başvuru dilekçesinde, TMK 713/2. maddeye dayanılarak iş bu davanın açıldığı, zilyetliğin başlangıç tarih ve sebebini açıklama için kadastrodan önce satın almaya ilişkin bilgilerin verildiği, bu davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığı açıkça belirtilmiş olup; dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıalar da bununla uyumludur....
Öte yandan, 3402 sayılı KK'nun 12/3. maddesinde yer alan on yıllık hak düşürücü süre; sadece kişinin kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açtığı davalarda uygulama alanı bulmaktadır. Kadastro tutanağı dosya arasında bulunmadığından ve kadastro tespit tarihi belirlenemediğinden davacının kadastrodan öncesi hukuki sebebe dayanıp dayanamadığı belirlenememiştir. Ancak, dosya arasında bulunan 684 sayılı parselin tapu kaydına göre, tapu kaydı 12.03.1974 tarihinde hükmen oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan kadastro öncesi hukuki neden açısından on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği doğru kabul edilebilir. Ne var ki, davacı taraf aynı zamanda kadastrodan sonraki hukuki sebebe dayalı olarak TMK'nun 713/2. fıkrası gereğince davasını açmıştır....
Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesince, "...dava konusu parsellerin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre işlem gördüğü ve tutanakların 14.05.2001 tarihinde askıya çıkarıldığı, davanın ise 6 aylık askı ilân süresi içerisinde açıldığı, tutanakların dava tarihinde henüz kesinleşmediği bu nedenle kadastro mahkemesinin görevli olduğu.." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Malatya Kadastro Mahkemesi ise "...davacı ...’nın davasının 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereği yapılan uygulamaya itiraz değil genel kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğundan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu...." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kadastro tespiti öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazda davalının 9975/3106 hisse ile malik olduğu, dolayısıyla davalının taraf sıfatının bulunduğu, taşınmazın 13.11.1992 tarihinde tapuya tescil edildiği, davanın 29.12.2021 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleştikten sonra açıldığı, davacının tescil öncesi sebebe dayandığı, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, davanın reddi noktasında neticesi itibariyle hükmün doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkeme kararı kaldırılarak davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı taraf; kadastro tespiti 1991 yılında kesinleşen taşınmaz hakkında 1998 yılında tescil ilamı sonucu oluşan tapu kaydına dayalı olarak tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş olduğuna göre dava, kadastro sonrası hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu dışı satın almaya dayalı K A R A R Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin 27.12.2013 tarih 2013/13018 Esas 2013/13602 Karar sayılı geri çevirme kararına dayanılarak noksanlık tamamlanıp, dosya yanlışlıkla Dairemiz'e gönderilmiş olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
Karar, Dairemizin 15.06.2023 tarihli, 2022/6899 Esas, 2023/3333 Karar sayılı kararıyla; davada dayanılan ketmi verese olgusunun kadastro öncesi neden olmayıp kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durumu ifade ettiği, ketmi verese hukuki nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, öte yandan Bölge Adliye Mahkemesince kesin hüküm kabul edilen Çatalca 2....
Mahkemece, tapu iptal ve tescil talebi yönünden kadastro öncesi sebebe dayalı olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddine; alacak talebi yönünden de kısmen kabulüyle 3.009,00 TL alacağın davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastro tespiti sonrası kesinleşme öncesi zilyetliğin devri sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 3903 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce tapuda kayıtlı olmadığı, kadastro tesptinin 21.06.1961 tarihinde yapıldığı, kadastro tutanağının 18.04.1963 tarihinde kesinleştiği, davacının 13.12.1962 tarihli sözleşme ile taşınmazı ...'dan satın aldığını iddia ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2013 gününde verilen dilekçe ile kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 186 ada 34 parselde kayıtlı bulunan zeytinlik vasfındaki taşınmazın gerçekte tarafların kök murisi olan ...'...