Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hemen belirtilmelidir ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Somut olayda; davacılar tarafından babalarına vasi atanması için 15/09/2015 tarihinde , İzmir 11....

DELİLLER : İddia, savunma, kadastro tutanak örneği, tapu kayıtları ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kadastro sırasında çekişmeli Sivas İli Koyulhisar İlçesi Ekinözü Köyü 106 ada 34 parsel sayılı taşınmaz ahşap ev ahır samanlık ve tarla niteliğiyle 2.931,94 m² olarak, yine 111 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise tarla niteliğiyle 9.810,24 m² olarak Mehmet oğlu Osman Özbek adına ceddinden intikalen ve verese arasında taksimen 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olması nedenine dayalı olarak tespit görmüş, 14.10.2009 tarih 1896 yevmiye sayılı işlem ile Sami Özbek'e satılmış, yine 01.07.2014 tarih 512 yevmiye sayılı işlem ile T3 satışı yapılmış ve halen davalı T3 adına kayıtlıdır....

Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesi gereğince hak düşürücü süre yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Somut olaya gelince, davacılar, dava dışı kişiye satılan 1639 parsel sayılı taşınmazın geldisinin miras bırakanları...’ye ait iken mirasçıdan mal kaçırmak amacı ile davalı oğluna muvazaalı olarak temlik edildiğinden bahisle tazminat isteğinde bulundukları, tazminata konu taşınmazın geldisinin kadastro tespitinin 30.11.1982 tarihinde kesinleştiği, mirasbırakanın ise 29.11.1998 tarihinde öldüğü görülmüştür. Bu durumda miras bırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü, davacıların dava açma haklarının da kadastro tespitinden sonra doğduğu gözetilerek davacıların kadastro öncesi bir nedene dayanmadıkları bu sebeple de olayda Kadastro Kanunun 12/3 maddesinin uygulama yerinin olmadığı anlaşılmaktadır....

    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

      Miras bırakanın ölümü ile tereke intikal eder ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar. Somut olaya gelince; kadastro tespitinin 10.03.1986 tarihinde yapıldığı, mirasbırakanın ise tespitten sonra 26.08.2007 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Öte yandan çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin tapu kayıtlarına dayalı olarak yapılmış olduğu gözetildiğinde, mahkemece davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, çekişme konusu taşınmazın öncesinin tapusuz olduğu ve somut olayda 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İctihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı yönündeki gerekçelerin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın, 2004-2008 tarihleri arasında ...Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünde görev yapan davalıdan eksik kesilen gelir ve damga vergisinin yasal faizi ile birlikte tahsiline ilişkin olduğu, davada 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak yasada başka bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu, davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi ve Yargıtay Hukuk ve Ceza Daireleri İş Bölümü Üçüncü Hukuk Dairesi Başlılıklı 1. maddesinde “Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden)” kaynaklı davalarda görevli olduğu belirtildiğinden, konunun sebepsiz zenginleşme hükümlerini ilgilendirdiğinden, dosyanın 3....

          Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz. Ancak; sebepsiz iktisap davası şahsilik niteliğine haizdir. Nedensiz zenginleşmenin iadesi borcu kimin aleyhine doğmuşsa iade istemi sadece ona karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; bu borcun ....'ye ait bulunduğu üzerinde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 13.03.2013 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmamasının gerektiği, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşmenin, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebileceği, sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşmenin, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altında olduğu, davacı kooperatifin davalıya sözleşme hükümleri sonucu düşen taşınmazların işlerini yaparken, farkında olmadan üyeliğinin bulunduğu E Blok 1 nolu bağımsız bölümün...

              Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borçlar Kanununun 66. maddesinde sebepsiz zenginleşme davası için biri bir yıllık kısa, sübjektif ve nispi, diğeri on yıllık uzun, objektif ve mutlak olmak üzere iki ayrı zamanaşımı süresi öngörülmüştür....

                Mahkemece tarafların bedelde muvazaa ve fiili taksim iddialarının değerlendirilmesi için keşif yapılmış, davacıya şufa bedeli olan 508.250.00 TL depo etmesi için 2 haftalık süre verilmiş, şufa bedeli verilen bu süre içerisinde ödenmiştir. Mahkemece taşınmazdaki davalıya ait payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, şufa bedeli olarak dosyada bulunan bedelin davalıya ödenmesine karar verilmiş, davalının karar düzeltme talebi Yüksek Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 08/05/2014 tarih, 2014/3602 E -2014/6036 K.sayılı kararı ile reddedilmiştir. Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek, için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu